İran’ın başkenti Tahran’dan İsrail saldırıları nedeniyle kaçanlar sosyal medyada ‘evlerinin son hali’ni paylaşıyor: “Bazılarının parası yok, bazılarının gidecek yeri… Bize sadece ‘Gidin’ demeyin.”
13 Haziran’dan bu yana İsrail saldırısı altındaki Tahran’da bazı İranlılar arkalarında ne bıraktıklarını kaydederek başkenti terk ediyorlar.
Bunun için sosyal medyada dokunaklı bir akım başlatıldı: ‘Evin son fotoğrafı’.
BBC Türkçe‘nin haberine göre bir sosyal medya kullanıcısı şöyle yazdı: “Sevdiklerimden kalan hatıraları ve temel ihtiyaçları topladım, çiçeklerimi suladım ve yola çıktım. Eğer bir daha dönüp dönemeyeceğini bilmeden evden ayrılıyorsan… Bu dayanılmaz derecede zor.”
Bir diğeri şöyle dedi: “Evim hiç bu kadar hüzünlü olmamıştı. Geri dönüp dönemeyeceğimi bilmiyorum.”
Bir başka kullanıcıysa bilgisayar ve kulaklığının yerli yerinde durduğu çalışma masasının fotoğrafını şu ifadelerle paylaştı: “Uğruna uykusuz kaldığım, saçlarımı ağartan şeylere veda ettim. Umuyorum ki döndüğümde hâlâ yerlerinde olurlar.”
10 milyonluk kentin bir başka sakini başkente üniversite ve iş hayalleriyle geldiğini yazdı: “Evdeki her şeyi sevgiyle ve emekle aldım, yerleştirdim. Sessizce veda ettim. Bir gün tekrar bu güzel, güvenli yuvama dönebilmeyi diliyorum.”
Bu insanlar İsrail’in dünkü tahliye çağrısından çok daha önce gitme kararını almıştı (Diken’in notu: İsrail ordusu ‘Tahran 3’üncü bölge’ için tahliye çağrısı yapmış, ardından İran devlet televizyonu IRIB’i vurmuştu).
Tahran’ı terkedemeyenler: ‘Nereye gidebilirim ki?’
Bir de Tahran’ı terkedemeyenler var. Yaşlı anne babaları, küçük çocukları, sağlık sorunları ya da gidecek yerleri olmadığı için.
BBC muhabirleri İran hükümetinin kısıtlamaları nedeniyle ülke içinden haber geçemiyor. Bazı İranlılar yaşadıklarını BBC Farsça Servisi’yle iletişime geçerek aktardı.
Bir kadın hamile olduğunu ve küçük bir kızı olduğunu söyledi: “Bu trafikte nasıl hayatta kalabilirim? Her şeyim burada kurulu… Nereye gidebilirim ki?”
Başka bir kadın bekar olduğunu ve 800 kilometre uzaklıktaki ailesinin yaşadığı Şiraz’a tek başına gitmeye cesaret edemediğini anlattı: “Aracım var ama Tahran’dan ayrılmakta en büyük korkum, mesafenin uzunluğu, yakıt kıtlığı ve arabada çıkabilecek arızalar.”
Tahran’dan ayrılan arkadaşlarının trafikte saatlerce mahsur kaldığını da sözlerine ekledi: “Normalde 10–12 saat süren yolculuk, onlara 20 saat sürdü. Otobüs bileti de yok zaten.”
‘Yeniden başlama gücüm kalmadı’
Kendini 40 yaşında ve iki küçük çocuk annesi olarak tanıtan bir başka kadınsa şöyle konuştu:
“Ben hiçbir yere gitmiyorum. Açık konuşayım artık o kadar yorgunum ki gidip sonra döndüğümde her şeyin yıkıldığını görmek istemiyorum.
Yıllardır çok çalıştım. Pandemisiydi, enflasyonuydu; her şeye rağmen. Bugün bulunduğum yere kolay gelmedim. Eğer her şey mahvolacaksa çocuklarımla birlikte evimizle gitmeyi tercih ederim. Çünkü yeniden başlama gücüm kalmadı.”
Aynı ikilem yurtdışında yaşayan milyonlarca İranlı tarafından da derinden hissediliyor. Sevdiklerinin durumunu öğrenmeye çalışırken, kesintili internet bağlantılarıyla onlara ulaşmaya çalışıyorlar.
Bir Instagram kullanıcısı şöyle yazdı: “Göçün en zor yanı hasretti sanıyorduk. Ama şimdi savaşla birlikte, uzakta olmanın gerçek kaygısının ne demek olduğunu öğrendik.”
Yurtdışındaki bazı İranlılar, ailelerinin tüm ısrarlara rağmen ayrılmayı reddettiğini söyledi. Bu mesajlara yanıt olarak başkentte yaşayan biri şöyle yazdı: “Bazı insanların parası yok, bazılarının gidecek yeri… Bize sadece ‘Gidin’ demeyin.”
Ne olmuştu?
İsrail 13 Haziran sabah saat 03:00 sularında İran’a geniş çaplı hava harekatı başlattı. Başkent Tahran dahil birçok kent vuruldu.
İsrail, saldırının hedefinde İran’ın nükleer programının bulunduğunu bildirdi.
En az 20 üst düzey komutan, dokuz nükleer bilimci ve 224 sivil öldü, 1277 kişi yaralandı.
Öldüğü resmen açıklananlar arasında İran Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, ülkenin en önemli askeri karargahı Hatam el Anbiya’nın komutanı Gülam Ali Reşid ve Devrim Muhafızları İstihbarat Kurumu Başkanı Muhammed Kazımi var.
13 Haziran akşamıysa İran misilleme saldırılarına başladı. İsrail’in başkenti Tel Aviv’e yüzlerce balistik füze fırlatıldı, ancak çoğu İsrail savunma sistemlerince püskürtüldü.
İsrail, İran’ın 200’ün üzerinde füze fırlattığını, 13 kişinin öldüğünü, 380 kişinin yaralandığını açıkladı.