Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik grup konuşmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bilindiğini ve iki lider arasında tam bir uyum olduğunu söyledi. Uçum, tartışmaları “provokatif” olarak nitelendirirken hukuki sürecin detaylarına dikkat çekti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis grup toplantısında, PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik yaptığı “Mecliste konuşsun, örgütü tasfiye ettiğini açıklasın” çağrısı kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Tartışmalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu çağrıdan haberdar olup olmadığı konusuna odaklandı.
Mehmet Uçum: Tamamen tevzirat
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, katıldığı bir televizyon programında iddialara net bir şekilde cevap verdi.
“Bahçeli ve Cumhurbaşkanı arasında o kadar yüksek bir uyum var ki şaşırırsınız. Onlar arasında her türlü gelişkin bir iş birliği söz konusu. Haberinin olmadığına ilişkin haberler tamamen tevzirattır. Devletin böyle inisiyatif aldığı bir konuda uyumsuzluk düşünmek provokasyondan başka bir şey değildir” diyen Uçum, iki liderin yakın iş birliğine vurgu yaptı.
‘Hukuken mümkün değil’
Mehmet Uçum, Öcalan’ın Mecliste konuşmasının hukuki olarak mümkün olmadığını belirtti.
“Hukuken Öcalan’ı getirip DEM Parti grubunda konuşturmak mümkün değil. Ancak devlet şartları oluşturursa bu tür bir ihtimal tartışılabilir” dedi.
Olası senaryolara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Uçum, “Devlet, terörle mücadeleye katkı sağlamak için ihtiyaç duyarsa bazı enstrümanları kendi inisiyatifiyle kullanabilir. Geçmişte mektup okutulması gibi, gerekirse görüntülü bir kayıt alınarak belirli koşullar altında bu sürece dahil edilebilir. Ancak bu tartışmaları gerçek bir olaymış gibi sürdürmek anlamsız” ifadelerini kullandı.
‘Bahçeli’nin açıklamaları devlet i̇nisiyatifinin parçası’
Bahçeli’nin açıklamalarının, Türkiye’nin terör vesayetini sonlandırmaya yönelik bir devlet dili olduğunu belirten Uçum, şu açıklamayı yaptı:
“Sayın Bahçeli’nin ‘sözümün arkasındayım’ demesi, terör örgütü PKK’nın Kürt siyasi hareketi olarak görülmesine karşı geliştirilmiş bir stratejik dilin parçasıdır. Eğer bu strateji dahilinde ihtiyaç duyulan bir seslenme olacaksa, devlet bunun yolunu bulur.”