Almanya Genelkurmay Başkanı Carsten Breuer, Rusya’yı ‘açık tehdit’ olarak gördüklerini belirtti. Breuer, “2029’da savaşa hazır olmamız gerekiyor” dedi.
Breuer, Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt’la söyleşisinde Rusya’yı ‘açık tehdit’ olarak gördüklerini belirterek savunma harcamalarının artırılması gerektiğini savundu.
Genelkurmay başkanı konuya ilişkin şöyle konuştu:
“(Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin’in saldırganlığına, NATO ülkelerinin birlikteliği ve kararlılığıyla karşılık veriyoruz.
Bu, bir demir perde değil. Doğu’da açık bir tehdit görüyoruz ve bu tehdide karşı koymak için bir şeyler yapıyoruz.
Soğuk Savaş’ta yaptığımız gibi binlerce tankı yan yana dizmemize gerek yok. İhtiyacımız olan şey, esnek ve akıllı bir savunma planı ve bizim bir planımız var.”
ABD’nin aksine, Avrupa’da muharebe tanklarının da gerekliliğine işaret eden Breuer konuşmasına şöyle devam etti:
* Çeşitli tank tiplerine sahip olmaya devam edeceğiz. Bununla birlikte, standardizasyona doğru ilerlemeliyiz. Karşılaşılan zorluklar göz önüne alındığında, başka bir yol yok.
* Bunun en iyi örneği Alman ve Hollanda Silahlı Kuvvetleri’nin entegrasyonudur ya da Norveç’le işbirliğimizdir. Fakat Avrupa’daki her ülke, savunma için daha fazlasını yapmalıdır.
* 2029’da savaşa hazır olmamız gerekiyor. Ortak silahlanma projelerini şimdi başlatırsam 2030’ların ortasında silahlar sahada olursa bu işe yaramayacaktır. Bu nedenle silahlı kuvvetler piyasada olandan daha fazlasını satın alıyor.
Rusya’yla bir savaş tehdidinden bahsetmenin ‘korku tellallığı’ olup olmadığına dair soruyuysa Breuer şöyle yanıtladı:
“Hayır, durum çok ciddi. Putin planlarını sistematik olarak uyguluyor. Yeniden silahlanma süreçleri devam ediyor.
Fakat zamanla pek çok değişkene tabi ve Ukrayna savaşının gidişatına da bağlı. Bir subay olarak en kötü senaryoyu düşünmek zorundayım.
Analistler (savaş çıkma ihtimali) ‘dört ile yedi yıl arasında’ dediğinde ben dört yıl olduğunu varsayıyorum. Bu, 2029’da gerçekten bir Rus saldırısının olacağı anlamına gelmiyor. Fakat daha erken olmayacağı anlamına da gelmiyor.
Kendimizi mümkün olduğunca iyi hazırlamalıyız. Bu, sadece askerler için değil, tüm toplum için geçerli.”