Önümüzdeki 20 yıl içinde kadınlarda akciğer kanseri görülme oranının yüzde 70 artması bekleniyor. Sebebi, kadınlarda sigara kullanımının artması ve çevresel faktörler.
Küresel kanser istatistikleri yayınlayan bir kuruluş olan GLOBOCAN verilerine göre tüm kanser türleri içinde yüzde 12,4’le en sık teşhis edilen kanser türü olan akciğer kanseri, her yıl yaklaşık 2,5 milyon yeni vakayla küresel bir sağlık krizi yaratıyor.
Türkiye’deyse yılda yaklaşık 41 bin 32 kişiye akciğer kanseri teşhisi konuyor. Bu hastaların 33 bin 39’u erkeklerden oluşuyor.
Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında konuşan Türk Toraks Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Profesör Gaye Ulubay, Türkiye’de her 100 bin erkekten 68’inin bu hastalıkla mücadele ettiğini söyledi.
Ulubay kadınlarda akciğer kanserinin, meme, tiroid ve kolorektal kanserlerden sonra dördüncü sırada geldiğini söyledi. Yıllar içinde yeni kadın hasta sayılarında dikkat çekici bir artış gözlemlendiğini belirten Ulubay, şöyle devam etti:
“Erken evrede teşhis edilen akciğer kanseri hastalarının beş yıllık sağkalım oranı yüzde 90’a ulaşırken, evre dört hastalarda bu oran yalnızca yüzde 5. Gelişen tedavi yöntemleri sayesinde, erken teşhis edilen vakalarda sağkalım oranları giderek artıyor.
ABD’de yapılan araştırmalar, 1990’lardan bu yana erkeklerde akciğer kanseri ölümlerinin azaldığını ve bunun sigara yasakları ve tarama programları gibi önlemlerle ilişkili olduğunu gösteriyor.”
Tanı ve tedavide hastalar mağduriyet yaşıyor
Türk Toraks Derneği Torasik Onkoloji Çalışma Grubu Başkanı Profesör Tuncay Göksel, akciğer kanseriyle mücadelede tanı ve tedavilerde hasta mağduriyetleri yaşandığını söyledi.
Kişiselleştirilmiş tedavilerdeki ilerlemeler, hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi sayesinde ileri evre akciğer kanseri hastalarının yaşam sürelerinde anlamlı iyileşmeler sağlandığını hatırlatan Göksel şunları söyledi:
“Cerrahi ve radyoterapi gibi erken evrede etkili tedavilerse bu hastalığa karşı mücadelede hayati bir rol oynuyor. Akciğer kanserinin tedavi kararını yönlendiren moleküler testler yapılıyor. İlaçların geri ödeme kapsamında olması için moleküler test sonuçlarının resmi raporlarla sunulması gerekiyor.
Akciğer kanseri tedavisinde kritik öneme sahip olan moleküler testler hekim tarafından yapılması önerildiği takdirde daha fazla merkezde yapılabilmeli ve hastalar için ulaşılabilir olması sağlanmalı.
Hastaların tedaviye erken ulaşması için hastanın hekimi tarafından Sağlık Bakanlığı’na Sağlık Uygulama Tebliği’ne (SUT) uygunluğu için danışılması gerekiyor. Uygunluk alan hastaların tedavilerinin geri ödemesi SGK’ya bireysel yapılan onay süreçlerine bağlı. Hastaların hem tanı hem de tedavi açısından mağduriyetlerinin önlenmesi için Sağlık Bakanlığı tarafından gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.”
Akciğer kanserine yol açan başka başlıca faktörler şunlar:
Pasif içicilik dahi kanser riskini yüzde 30 artırıyor: Tütün ürünleri hala akciğer kanserinde en önemli etken. Ancak pasif içicilik de riski artırıyor. Sigara, puro, pipo, nargile ve elektronik sigaralar gibi tüm tütün ürünleri ciddi bir tehdit. Elektronik sigaraların da kanserojen maddeler içerdiği ve ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı biliniyor. Pasif içicilik akciğer kanseri riskini yüzde 30 oranında artırıyor.
Kirli hava en büyük çevresel faktör: Dünya genelinde hava kirliliği, akciğer kanseri riskini artıran önemli bir çevresel faktör. Türkiye’de özellikle PM 2.5 ve PM 10 gibi partikül maddeler, sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratıyor. Büyük şehirlerde bu partikül seviyelerinin Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği güvenli sınırların üzerinde.