Makine İhracatçıları Birlliği(MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, imalat sanayinin yurt içi ve yurt dışı koşulların yarattığı karşı rüzgâra direnmeye çalıştığını belirtirken, imalat sanayiinin gücünün tükenme noktasına geldiğini ve artık bir manevra alanı kalmadığını söyledi.
Makine İhracatçıları Birlliği(MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, makine ihracatının Ocak-Mayıs döneminde yüzde 1.2 azalarak 11.5 milyar dolara gerilediğini, buna karşılık birim ihracat gelirinin 7.8 dolara çıktığını kaydetti.
Makine sektörünün Mayıs ve Ocak-Mayıs dönemi ihracat verilerini değerlendiren Kutlu Karavelioğlu, ihracatın ilk 5 ayda 11.5 milyar dolar olduğunu bildirdi. Teknolojik hassasiyeti olan gelişmiş ülkelerde pazar payını koruyan sektörün, fiyat hassasiyeti olan pazarlardaki payını yitirdiğini dile getiren Karavelioğlu, “Bu durum, ÜFE’deki döviz bazlı yükselişi salt kalite ve verimlilikle açıklamaya çalışan tezlerle çelişen bir durum” dedi.
İhracat yıllıklandırılmış verilere göre yüzde 0,5 azaldı
Miktar bazında yüzde 6.2 azalan ihracatın, ortalama birim fiyatının yüzde 5.3 artarak 7.8 dolara çıktığını aktaran Karavelioğlu, ihracatın yıllıklandırılmış verilere göre ise yüzde 0,5 azalarak 28.1 milyar dolar olduğunu belirtti.
Karavelioğlu, gelişmiş ülkelerin kendi sanayilerini korumak için enflasyonist tarifeler dahil her türlü önlemi alırken, enflasyonla mücadele saikiyle ithalatı kolaylaştırmanın, üretimde ziyade tüketime katkı yaptığının altını çizdi.
AB’nin Çin’in ticari girişimlerine verilecek en iyi yanıt olarak pazarı birleştirmeye inandığına değinen Kutlu Karavelioğlu,
“Çin’in ticari girişimlerine verilecek en iyi yanıtın pazarı birleştirmek olduğuna inanan AB’nin regülasyon yükünü azaltmaya yönelik yeni siyasi taahhüdü, uluslararası rekabet, jeopolitik gerilimler ve yapay zeka gibi ileri teknolojilerin hızlı yükselişi karşısında önemli bir adım” diye konuştu.
“Yeni Teşvik Mevzuatı yerli makineleri öncelemeli”
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı’nı olumlu bulduklarını belirten Karavelioğlu, teşvik sisteminin dünyadaki korumacı eğilimlere paralel olarak yerli makinelere öncelik sağlayacak şekilde uygulanması gerektiğine dikkat çekti.
Karavelioğlu, “Makinelere dair GTİP’lerin sayısının 88’den 123’e çıkarılmış olmasından memnun olmakla birlikte yerli makinelerin öncelenmediği bütün düzenlemelerin ithalatı da teşvik edeceğini biliyoruz.” Diye konuştu.
“Manevra alanı kalmadı”
Karavelioğlu, yurt içi ve yurt dışı koşulların yarattığı karşı rüzgâra direnmeye çalışan imalat sanayiinin gücünün tükenme noktasına geldiğini ve manevra alanının kalmadığını bildirirken,
“Sıkılaşma politikaları kısa vadede finansal istikrarı gözetiyor olsa da makine gibi yatırım ve finansmanla doğrudan ilişkili bir sektörün üzerinde uzun vadeli baskı kuruyor” değerlendirmesinde bulundu.
Verilerin yavaşlamanın geçici olmadığını, yatırım ve rekabet ortamını olumsuz etkileyen koşullarla, daha da derinleştiğine işaret ettiğinin altını çizen Kutlu Karavelioğlu,
“Kontrollü küçülme ve maliyet yönetimini hayati hale getiren bu süreç hem iç üretim kapasitesinin yenilenmesini hem de teknolojik dönüşümü geciktirerek geleceğe dönük yatırım iştahını da olumsuz etkiliyor. Yeniden bir güven ortamı oluşturulabilmesi için ucuz ithalat baskısına karşı önlemler alınması, finansmana erişim imkânlarının ve ihracat pazarlarına yönelik desteklerin artırılmasına ihtiyaç var.” dedi.
