‘Yenidoğan çetesi’ne dava açan savcının ölümle tehdit edilmesine ilişkin 13 sanığa dava açıldı.
Sanıklardan üçüne sekiz ayrı suçlamayla 48’er yıldan 100 yıl altışar aya kadar hapis isteniyor.
‘Çete’ye ilişkin soruşturma yürüten savcı Yavuz Engin bir sanığın bırakılması için makamında tehdit edilmişti.
Bakırköy başsavcılığı, Engin’in tehdit edilmesine ilişkin Büyükçekmece başsavcılığınca hazırlanan fezleke doğrultusunda iddianame hazırladı.
66 sayfalık iddianamede istenen cezalar şöyle:
Örgüt elebaşı Mustafa Kemal Zengin, örgüt yöneticileri Aylin Arslantatar ve Gökhan Güler hakkında ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs’, ‘suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak’, ‘yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs’, ‘var olan ya da varsayılan suç örgütlerinin isimlerini kullanarak birden fazla kişiyle birlikte tehdit’, ‘Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’na muhalefet’, ‘ruhsatsız silah taşıma ya da bulundurma’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak’ suçlamalarıyla toplam 48’er yıldan 100 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası
Örgüt üyeleri Baki Çelik, Yavuz Çelik, Zeynep Kaman, Muhammed Emin Orhan’la, kamu görevlileri T.A., M.D., M.B., M.E.Y., İ.K. ve M.G’ye ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak’, ‘yargı görevini yapanı etkileme’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal etmek’, ‘suç örgütlerinin isimlerini kullanarak birden fazla kişiyle tehditte bulunmak’, ‘istihbarat faaliyetiyle ilgili bilgi ve belgeleri elde etmek’, ‘kişisel bilgileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak’, ‘ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma’ ve ‘örgüte bilerek isteyerek yardım etme’ suçlamalarıyla değişen oranlarda hapis
Savcı: ‘Suç içerikli konuşmayı kayda aldım’
İddianameye göre savcı Engin’in ifadesi şöyle:
“Adliyede katibim çalışırken Aylin Arslantatar, Whatsapp üzerinden aradı. Bana suikast planının devam ettiğini, Yenidoğan çetesi dosyasından tutuklu Tuğçe Toptemel’i tahliye etmezse eylemi gerçekleştireceklerini ve kendisine zarar vereceklerini söyledi.
Devlet büyüğü olarak bahsettiği Mustafa Kemal Zengin’le makamıma geleceklerini söyledi. Konuşma sonrasında hemen katibim Oğuzhan’la tutanak tutarak dosyama koydum. Tutanağı iki ıslak imzalı olarak hazırladım. Birini sunmak istiyorum.
Ayrıca kendimi başka türlü ifade edemeyeceğimden ve başka delilim olmadığı için söz konusu suç içerikli konuşmayı kayda aldım. Kayıt telefonumdadır, en kısa sürede dosyaya ibraz edeceğim.
Ayrıca mesaj atarak ’16:00 gibi yanında olacağız’ dedi. Zengin’in de bana suikast planlayan kişilerle ortak hareket ettiğini düşündüğümden, şikayetçi olduğum avukatın yanında gelecek olan bu kişi ve kişilerden de şikayetçiyim.
Tehdidi yapan kişilerin kişisel bilgilerime nasıl eriştiğinin, yakın çevreme, aileme ilişkin bilgilerin nasıl elde edildiğinin araştırılmasını talep ediyorum.”
Arslantatar sadece savcıyı korumak istemiş
Arslantatar’in ifadesi şu:
Zengin’i tanıyorum. Tanışıklığımız iş ve sosyal arkadaşlıktan ibaret. Tuğçe Toptemel’i tanımıyorum. Savcı Yavuz Engin yaklaşık yedi senedir görüştüğüm yakın arkadaşımdır. Çok samimiydik. Kendisiyle yüz yüze veya sosyal medya uygulamaları üzerinden yazışma ve konuşmalarımız olur.
Engin’in takip ettiği bir soruşturmadan dolayı tehdit edildiğini Mustafa Kemal’den duymuştum. Savcı beyle kendisini uyarmak ve tedbir almasını sağlamak amacıyla görüştüm.
Zengin’in anlattıklarından korkup savcı Engin ve ailesine zarar geleceğini düşündüm. Tek amacım, yakın arkadaşım olan savcı ve ailesinin zarar görmesini engellemektir.
Görüşmede savcının odasında ses ve görüntü alan cihaz olduğunu bilmiyorduk. İçeride samimi bir ortam oluştuğu için kendimizi sıkmadan art niyetsiz konuştuk. Mustafa Kemal Zengin savcıya takip ettiği dosyayla ilgili konuşmalar yaptı. Ancak bu planlı bir konuşma değildi.
Mustafa Kemal Zengin pişmanmış
Zengin’in ifadesi şöyle:
“Aylin Arslantatar’ı üç, dört yıldır tanıyorum, aramızda gönül ilişkisi vardı. Savcıyı kesinlikle tehdit etmedim. Savcıyla görüşmek için kimseden talimat almadım.
Savcı beyin ailesi hakkında söylediğim bilgileri arkadaşım Yavuz Çelik’ten duydum. Ben devletine, milletine bağlı bir vatandaşım.
Görüşmede samimiyetten dolayı üslup hatası yapıp yanlış anlaşıldığını fark ettim. Pişmanım, Türk milletinden ve sayın savcımdan özür diliyorum.
Olay tamamen iyi niyetimden kaynaklanmıştır.”
Bakırköy 21’inci Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti.
Sanıklar önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.