1. Haberler
  2. Dünya
  3. Wall Street Journal: ABD, Türkiye ve İsrail Hamaney sonrasına hazırlanmalı

Wall Street Journal: ABD, Türkiye ve İsrail Hamaney sonrasına hazırlanmalı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer programını vurarak güçlü bir mesaj verdi. Ancak uzmanlara göre rejim değişikliği olmadan tehdit bitmeyecek. Washington’un önünde iki seçenek var; ya Tahran’daki radikal yönetimi şimdi devirmek ya da daha büyük bir savaş riskini göze almak.

ABD’nin İran’daki nükleer tesisleri vurduğu hafta, Başkan Donald Trump Truth Social üzerinden dikkat çeken bir mesaj paylaştı: “Eğer mevcut İran rejimi İRAN’I YENİDEN BÜYÜK YAPAMAYACAKSA, neden bir rejim değişikliği olmasın??? MIGA!!!”

Ancak Trump, bu çıkışının ardından İsrail-İran savaşını sona erdirmeye yönelik çağrılar yapmaya başladı.

Trump’ın mesajındaki içgüdü doğru bir noktaya temas ediyordu.

Engellenmediği sürece, İran yönetimi nükleer programını yeniden inşa etmeye ve var olan programları devam ettirmeyi sürdürecek.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı, 3 Temmuz’da NBC News’e verdiği demeçte “Zenginleştirme konusundaki politikamız değişmedi” dedi.

Tahran’ın hedeflerine ulaşmasını önlemek için ABD, avantajını kullanmalı ve İsrail ile Körfez ülkeleriyle birlikte açık bir şekilde rejimi zayıflatmak için çalışmalıdır.

Dönüştürme planı tutmadı

“Rejim değişikliği” ifadesi, haklı olarak Amerikalıları tedirgin ediyor. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana ABD, askeri kabiliyetini tutarlı bir siyasi amaçla birleştirmekte zorlandı.

Afganistan’daki uzun savaş sürecinde Washington net bir siyasi hedef belirleyemedi. Amaç, El Kaide ve Taliban’a sığınak olmayacak bir Kabil hükümetini düşük maliyetle ayakta tutmak olmalıydı. Bunun yerine ABD, ülkeyi dönüştürme gibi imkansız bir hedefe saplanıp kaldı ve sonuç hüsran oldu.

Trump’ın İran’ın nükleer programına yönelik saldırısı ve ardından hızlı bir ateşkes mühendisliği yapması, bu çerçevede stratejik bir ustalık hamlesi gibi görünüyor. Tahran’ın nükleer programı her zaman silah geliştirme odaklıydı ve bu programı sekteye uğratmak doğru bir adımdı.

Rusya ve Çin faktörü

Ancak İran’ın ABD için oluşturduğu tehdit bununla sınırlı değil. Tahran’ın terör vekil güçlerine sağladığı destek bölgesel istikrarı ve Amerikan askerlerinin hayatını tehlikeye atıyor.

Reklam Alanı

İran’ın Rusya’nın yasa dışı petrol ihracatına yardımı, Moskova üzerindeki baskıyı azaltıyor ve Ukrayna savaşı bağlamında ABD’nin elini zayıflatıyor. Çin’in de İran ve Rus petrolüne bağımlı olması, Tahran’ın dizginlenmesini ABD’nin Pekin üzerindeki nüfuzunu artırmak için önemli kılıyor.

İran ciddi bir tehdit olmaya devam ediyor ve asıl politika sorusu şu: Bu tehdidi bertaraf etmek için mevcut rejimin şimdi mi devrilmesi gerekiyor, yoksa beklemek bir seçenek mi? Tarih, harekete geçmek için en doğru zamanın şimdi olduğunu gösteriyor.

Irak örneği

Trump’ın İran’a yönelik hamlesi, 1991 Körfez Savaşı’nda ABD’nin Irak’a karşı ezici bir güç kullanarak elde ettiği net siyasi başarıyı hatırlatıyor. O dönem ABD, Kuveyt’in işgalden kurtarılmasını sağladı, neredeyse hiç kayıp vermedi ve uluslararası destek topladı.

Sonuç olarak Irak tehdidi devam etti. 1990’ların başında ABD istihbaratı, Irak’ın nükleer silahlanma programını hafife almıştı. Saddam Hüseyin, Kuveyt’e yeniden saldırmayı planlamış, ABD’nin hızlı askeri yığınağı ile caydırılmıştı. Fakat Irak, bölgesel emelleri, teröre desteği ve yıkıcı silah arayışıyla Amerikan çıkarları için tehdit olmaya devam etti.

1991’deki tereddüt, 2003’te ABD’yi daha karmaşık ve maliyetli bir savaşa sürükledi. Bu kez ABD, Saddam’ı hızla devirdi ama plansız işgal, direniş hareketini doğurdu ve Amerikan halkının büyük çaplı müdahalelere yönelik iradesini tüketti.

WSJ: ABD askerleri İran’a girmemeli

Bugün İran’daki durum da benzer bir yol ayrımında. Trump yönetimi, 2003’teki hatayı tekrarlayarak ülkeyi işgal etme gibi bir plana saplanmamalı. Ancak 1991’deki hata da tekrarlanmamalı. Mevcut İran rejimi yerinde kaldığı sürece ABD, ileride çok daha tehlikeli bir çatışmayla yüzleşmek zorunda kalacaktır.

Tahran’daki rejim, kendi haline bırakılırsa içsel bir dönüşüm yaşanması olası değil. Ayetullah Ali Hamaney hala hayatta ve yönetimin kilit isimleri de görev başında. Katar ve Irak’taki Amerikan üslerine yönelik saldırılar, düzenli olarak “Amerika’ya ölüm” sloganları atan bir rejimin son hamleleri olmayacaktır.

Bu tehdidi ortadan kaldırmanın tek yolu, ideolojik kaynağı hedef almak yani Hamaney liderliğindeki rejimi devirmektir.

Ana hedef: Hamaney

Şimdi Hamaney’i hedef alarak Tahran’daki rejimi “başsız” bırakmak için uygun bir zaman. ABD ve İsrail’in hava saldırıları zaten ciddi bir hasar yarattı.

İsrail’in Yemen’deki Husiler, Lübnan’daki Hizbullah ve Gazze’deki Hamas’a yönelik operasyonları ile Esad rejiminin çöküşü, “Direniş Ekseni”ni büyük ölçüde zayıflattı.

Hamaney’in ortadan kaldırılması İran içinde bir güç mücadelesi başlatacaktır. Bu adımın temsili bir hükümete yol açması muhtemel değildir ve zaten hedef de bu olmamalıdır.

Onun yokluğu, kendi varlığını koruma güdüsüyle hareket eden askeri bir rejimin önünü açabilir. Böyle bir yönetim, nükleer programını söküp atmaya ve vekil savaşlarını sona erdirmeye ikna edilebilir.

Trump yönetimi bu planı İsrail ile koordinasyon içinde yürütmeli; İran’ın tepkisini dengelemek için ABD, kalan balistik füzeleri imha etmek üzere askeri varlığını hazır tutmalıdır.

Avrupa ülkeleri İran’a yönelik yaptırımları yeniden devreye sokmalı; ABD, Körfez ülkeleri, İsrail ve Türkiye ile birlikte “Hamaney sonrası İran” için bir yol haritası oluşturmalı ve Tahran’a iyi davranış karşılığında teşvikler sunmalıdır.

İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırı bir zaferdi. Ancak bu taktiksel başarının stratejik bir zafere dönüştürülmesi gerekiyor. Radikal din adamlarının yönetimde kalmasına izin vermek, gelecekte çok daha tehlikeli bir hesaplaşmayı garanti edecektir.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Taksim ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!