Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), yayımladığı yeni değerlendirme notunda 2025 yılı enflasyon görünümüne ilişkin dikkat çeken uyarılar yaptı. Raporda, Merkez Bankası’nın para politikasında daha temkinli ve esnek adımlar atması gerektiği vurgulanırken para politikasının tek başına yeterli olmadığına yapısal reformun şart olduğuna dikkat çekildi.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), 19. Para Politikası Değerlendirme Notu’nda 2025 yılına ilişkin enflasyon risklerine ve para politikasına dair çarpıcı tespitlerde bulundu.
Notta, Merkez Bankası’nın tahmin hatalarına dikkat çekilirken, sadece faiz araçlarının yetersiz kalabileceği ve yapısal reformlara acilen ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
Yıl sonu hedefini tutturması oldukça zor
Ocak ve Şubat 2025 enflasyon verilerine göre Türkiye, G20 ülkeleri arasında en yüksek enflasyona sahip ülkelerden biri olmaya devam ediyor.
Sözcü’den Leyla Aydoğan’ın derlemelerine göre TEPAV’ın değerlendirmesine göre yıllık enflasyon düşüş yönlü bir eğilim gösterse de yıl sonu hedeflerinin tutturulması oldukça zor görünüyor.
Son altı ayda yıl sonu enflasyon tahminlerinin üç kez yukarı yönlü revize edildiği hatırlatılan raporda, özellikle faiz indirimi yapılan Para Politikası Kurulu toplantılarının ardından gelen revizyonların, para politikasına duyulan güveni zedelediği uyarısı yapıldı.
TEPAV, faiz indirimlerinin beklentiler üzerinde yeterli etkide bulunmadığını belirterek, bu durumun enflasyonla mücadeleyi zorlaştırdığını vurguladı. Bazı mal ve hizmetlerdeki sert fiyat artışlarının ardından yapılan indirimlerin fiyatlama süreçlerinde öngörü eksikliği ve kurumsal eşgüdüm zayıflığına işaret ettiğine dikkat çekildi.
Raporda öne çıkan önerilerden biri de para politikasında esneklik ve şeffaflığın korunması oldu. TEPAV, fiili politika faizinin sabit tutulmasını, üst bantta artış yapılmasını ve gerektiğinde gecelik faizlerin artırılmasına imkân tanınmasını önerdi. Bu stratejinin piyasa beklentilerini daha etkin şekilde yönlendireceği ifade edildi.
Küresel ve yerel belirsizliklerin arttığına dikkat çeken TEPAV, “kontrol edilebilir risklerin” azaltılmasına öncelik verilmesi gerektiğini belirtti. Kurumlar arası koordinasyonun artırılması, güven inşası, şeffaf iletişim ve net karar süreçlerinin bu süreçte kilit rol oynadığı vurgulandı.
Son olarak, mevcut koşullar altında politika faizinin değiştirilmesine gerek olmadığını bildiren TEPAV, reform ihtiyacına dikkat çekti. Faiz koridorunun yeniden düzenlenmesini ve repo faizinin politika faiziyle hizalanmasını öneren vakıf, mali disiplin, kurumsal bağımsızlık ve hukukun üstünlüğünü içeren yapısal adımların bir an önce hayata geçirilmesini zorunlu görüyor.