1. Haberler
  2. Gündem
  3. Özgür Özel açıkladı! CHP, kayyum itirazını reddeden hakime tazminat davası açıyor

Özgür Özel açıkladı! CHP, kayyum itirazını reddeden hakime tazminat davası açıyor

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Mahkeme kararıyla görevden tedbiren uzaklaştırılan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında görülen davanın ilk duruşmasında 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kayyum itirazını reddetti. Kararın ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hukuki yolları kullanacaklarını ve hakime tazminat davası açacaklarını açıkladı.

Mahkeme kararıyla görevden tedbiren uzaklaştırılan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında duruşmalı görülen davanın ilk duruşmasında 45. Asliye Hukuk Mahkemesi yapılan kayyum itirazını reddetti.

Özgür Özel: Hakime tazminat davası açacağız

Kararın ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hukuki yolları kullanacaklarını ve hakime tazminat davası açacaklarını açıkladı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, karara ilişkin ilk kez konuştu. Verilen kararın hukuksuz olduğunu dile getiren Özel, şu sözleri söyledi:

“Bu karar bizim adımıza çok iyi bir karardır. İstinaf yolu açıldı. Bir aparat çatır çatır bütün takvimler işlerken hukuku katletmek için çırpınsın. Biz güneşi başka yerlerde ararız. Asliye 45 kumda oynamaya devam etsin. İnşallah bir gün birisi soracak; Bu kadar açık hukuk ihlalini nasıl yaptın? Delege iradesini gasbetmeye çalıştılar.

Bu hakime tazminat davası açacağız orası ayrı. Reddi hakim de talep edeceğiz. O mahkemede de muhatabımız bu hakim olmayacak. Tüm CHP’liler olacak hukuki olarak elimiz yakasındadır. İl kongresine icra memuru gönderdiler. Hepsini göreceğiz.”

Ekrem İmamoğlu’nun ‘bilirkişi’ davası

İşte Özgür Özel’in açıklamaları

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ilk basın açıklamasıyla efendim 560 milyarlık büyük yolsuzluk deyip de sonra İBB’nin Ekrem Bey’in dönemi boyunca bütün bütçesinin 460 milyar lira olarak çıktığı bunun da yüzde 70’inin personel maaşı olduğu bütün hizmetlerin toplamının ve maaşların toplamının ve 460 milyar olduğu büyük yalanıyla ortaya çıkan yalanı ortaya çıkaran ve her gün ortaya attıkları bir iftiranın çürüdüğü ve iddianamenin yazılamadığı davayı daha bekliyoruz.

İddianame çıkacak ki burada yargılanmayacağız. Bu kumpasçıları yargılayacağız. Hadi bakalım bugüne kadar attığınız bu yalanları yazın bakalım iddianameye. Koyun kanıtını, koyun şahidini, koyun ispatını da görelim dediğimiz davalar başlamış değil.

Bugün ne vardı? Bugün bilirkişi davası vardı. 8.000 tane bilirkişiden Ekrem İmamoğlu’na gelince kurayla hep aynı bilirkişi çıkıyormuş ya milyarda bir ihtimal. Bilir kişinin de adı satılmışmış. Satılmış bilirkişi dendi diye hakaret olmuşmuş. Onun üzerinden Ekrem İmamoğlu’na ceza verilsinmiş davası. Mesela Ahmak davası vardı.

Geçen İstinaf’ın onayladığı. Süleyman Soylu Ekrem İmamoğlu’na yurt dışına çıkıp Türkiye’den şikayet eden ahmak deyince Ekrem İmamoğlu ona cevaben İstanbul seçimlerini iptal ettiren ahmaktır demiş. Efendim güya bu sözü Yüksek Seçim Kuruluna heyet halinde görev yapan seçim kuruluna hakaretmiş. O dava görüldü.

Reklam Alanı

Yarın öbür gün de buraya çirkin davası için geleceğiz.

Ekrem İmamoğlu bir savunma sanayi fuarını gezerken Tayyip Erdoğan’ın gazına gelmiş bir genç Ekrem İmamoğlu’na “Ya sen dün daha Van Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan’ı ağırlıyordun. Ne yüzde savunma sanayi fuarına geldin deyince arkadaşım sen işine bak. Bunu seninle sonra konuşuruz”Deyince o hala bağırınca bu yaptığın çirkin siyaset. Gerçekten çirkinsin demiş.

“Bunlar Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı yapmayız davalarıdır”

Buna dava açıp siyasi yasak getirmeye çalışıyorlar. Değerli vatandaşlarımız bilsin ki Ahmak davası, Çirkin davası, Satılmış davası nereden tutturabiliriz de Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı yapmayız davalarıdır.

Diplomasını iptal edenler diploma bir yerlerden geri dönerse bu davalardan birini tutturalım diyorlar. Çünkü öbür esas tutuklu bulunduğu davada daha iddianame yazacak takatları yok. Me leri yok. Çünkü başta ortaya koydukları gizli tanıkların laflarını ispatlayamadılar.

İftiracıların laflarını Bir sürü iftira metnini bu böyle bir puzzle gibi yani yapboz başka tahtanın yapıştırılacak yer başka tahta. Hiçbiri bir yere uymuyor. Uyduramadılar. O yüzden böyle işlerle meşgul ediyorlar. 2 yıl ceza veririm, 3 yıl ceza veririm de onun adaylığına engel olur muyum diye. Bunun için buradaydık. İllallah ama inadına geliyoruz. Salonu gördünüz. Dip diri, capcanlı Cumhuriyet Halk Partisi örgütü, Ekrem İmamoğlu’nu seven, onu Cumhurbaşkanı aday yapmış olanlar sabahın erken saatlerinde cıvıl cıvıl salona giren Ekrem İmamoğlu’nu dakikalarca alkışlıyorlar.

Onun Cumhurbaşkanı adaylığını kendi dilleriyle bir kez daha tescil ediyorlar. Orada 12 metrekarelik zindanından dimdik ayakta yargılanmayan, yargılayan bir yiğit karşısında da gözüne bakamayan bir iddia makamı var. Çünkü iddia makamı bir bütün. Buradaki savcı beye ne diyelim ona? O iddianameyi yazan değil ama iddianameyi savunmak zorunda olan kişi olarak Ekrem Başkan bütün mevzuları anlattıkça gözünün içine bakamıyor.

“İmralı’daki Abdullah Öcalan’a kurucu önder diyor”

Önüne bakıyor. Yargılamayan yargılanmayan, yargılayan bir pozisyondayız. Çünkü karşımızdakilerin acziyeti de o kadar komik bir duruma düşmüş ki işte söylediğim gibi bu yaptığın çirkin siyaset lafına hakaretten dava açan zihniyetten ne olacak yani? Tabii bir de Ekrem Başkan’a o lafları söyleyen kişiyi bir bir o dava görüldüğünde gelip görelim. Van Büyükşehir Belediye Başkanına o gün İstanbul Büyükşehir’de ağırladı diye teröristleri ağırlıyor diyorlardı. Şimdi kendi ittifakı İmralı’daki Abdullah Öcalan’a kurucu önder diyor. Kendi ittifakı bütün bu Kayyım atanan belediyeler başta Van Belediyesi bir an önce iade edilmelidir diyor. Artık oralarda havalar ısındı. Oralarda sorun yok, suç yok, iyi ilişkiler var. Bakalım o kullandıkları o gün Ekrem Başkan’ın üstüne yollayıp da dava açabilmek için tahrik ettirdikleri aparat çocuk ne diyecek? Hadi çirkin demiyor. O güzel çocuğu bekliyoruz gelecek davada. Bakalım burada gelip ne diyecek? Tabii biz de bir an önce bütün kayyım atanan belediyelerin iadesini yıllardır siyaset yapılıyor diye terörist ilan edilen herkesin özgürlüğüne kavuşmasını, ailesine kavuşmasını, siyasete dönmesini ümit ediyoruz, bekliyoruz. Bunları ifade etmiş olayım.

İstanbul’daki İl Kongresi’nin iptali davaları

Son olarak da biz tabii burada işin aslıyla ilgilenirken işin paslı taraflarıyla ilgilenen Asliye Hukuk Mahkemesi bir çürümüşlüğü sürdürmeye çalışan 45. Asliye Hukuk Mahkemesi de orada durdu. Kamuoyunda bir yanlış değerlendirme bazı Twitter hesaplarında gördüm, düzelteyim. Biz İstanbul’daki bu İl Kongresi’nin iptali için defalarca Asliye Hukuklara mahkemeler açıldı.

Hepsi Ankara’ya gönderildi. Çünkü tüzel kişilik Ankara’da. Hepsi Ankara 3. Asliye Hukuk’ta birleşti. Ve esastan karara bağlanıp reddoldu geçtiğimiz günlerde. Buradaki 45. Asliye Hukuk tüm Asliye Hukuk hakimleri hiçbir şey bilmiyor. Kitaplar önceki davada birleşir diyor değil. Kanun siyasi partilere dava Ankara’da görülür diyor değil. AK Parti’den AK Partili kimliğiyle hakim olmuş birisinin nöbet haftasına Ağustos ayında denk getirilmesiyle ve sonra da daha biz savunma yapmadan mahkeme 24 Eylül’de görülecek diye biz o tarihte savunmaya çağırılırken 2 Eylül’de tedbir kararı veren bir aparattan bahsediyoruz.

Biz 2 Eylül’deki tedbir kararına itiraz ettik. Ortada daha bizim kongremiz mongremiz yoktu. O itirazımızı reddetse istinafa gideceğiz ve tedbir kararı kalkacak. Sırf bu yüzden kararımızı ne itirazımızı görüşmedi. Ya kararın arkasında dur, itirazı reddet.

Hayır neden istinafa gitmeyelim. Aparat ya oyayacak bizi ya. Bugüne mahkeme koymuştu. Bu mahkeme o mahkeme. Yani bazıları diyor ki işte pazartesi günü mazbatayı alıp da ondan sonra itiraz etseydiniz. Biz itirazı 2 Eylül günü ettik.

Bugüne mahkeme koydu. Bugün görüşeceğim deyip itirazı reddetti. Bu karar bizim açımızdan tabii ki çok gecikmiş olmakla birlikte çok iyi bir karar arkadaşlar. Çünkü istinaf yolu açıldı reddetmesiyle. Yoksa bekliyor orada. Kardeşim hani baba hırsız var. Tut oğlum. Tuttum. Getir gelmiyor. Bırak gitsin gitmiyor. Böyle bir mahkemeyle karşı karşıyaydık. Hukuksuzluğun nihayet bugün itirazımız reddedilerek istinaf yolu açıldı. Pazartesi günü veya bugün akşamüstü saatlerinde İstinaf Mahkemesine en hızlı şekilde başvuracağız ve oradan bu tedbirin kaldırılmasıyla ilgili bu şuursuz 45’in kararının bütün Türkiye’deki herkesin bildiği, en son YSK’nın İllallah dediği. İlçe seçim kurulları diyor sana ne? Duruyor orada. Bırak gitsin gitmiyor. Çek gelsin gelmiyor. YSK toplanıyor 54 karar veriyor. İlçe kongreleri yapılır yaptırmamaya çalışıyor yaparlar diyor.

“Özgür Çelik pazartesi göreve başlayacaktır”

Durdurmaya çalışıyor yine karar alıyor. En son Olağanüstü İl Kongresine ekip yolluyor, icra memuru yollayıp delegenin iradesini hacz etmeye çalışıyor utanmazlar. En son YSK bir daha toplandı. Aynı 5 kararı bir daha hatırlattı. Burada bir aparat kendince yapabilecekmiş gibi çatır çatır da bütün Türkiye’de bütün takvimler işliyor. İl Kongre İlçe kongreleri yapılıyor. İl Kongreleri’nin takvimi geldi. Bütün bunların hepsi konusuz kalacak. O buradan çırpına dursun. Hukuku katletmek için. O yüzden bugün nihayet verdiği kararla parti üzerinde gölge etmemeye karar vermiştir. Biz güneşi başka yerde ararız. İstinafa gideriz, başka yere gideriz. Ama tamamen hukuksuzdur. Pazartesi günü düzenlenecek ve teslim edilecek mazbatamızdan birlikte il başkanımız resmen görevine başlayacaktır. Asliye 45’te kumda oynamaya devam etsin. Bu yaptıkları ileride inşallah bir gün biri geçip karşısına soracak. Ya sen bu kadar açık bir hukuk ihlalini nasıl yaptın kardeşim ya? Hiç mi utanmadın YSK sana anayasayı hatırlatıyor. Kendi kanununu hatırlatıyor. Her karar aleyhine çıkıyor hiç mi utanmadın diyecekler. Bakalım ne diyecek. O hakimlikten geçmiş. Ben burada görevimi yapayım. Dün de AK Partiliydim. Eğer başarırsam AK Parti kalırsa bana sahip çıkar. AK Parti giderse nasıl bakacaksın yüzümüze? Nasıl dolaşacaksın insan içinde? Onu göreceğiz bakalım. Bu arada şunu da söyleyeyim. Bu hakimin karşı tazminat davası açacağız. Ayrı konu. Bu hakimin de tazminat davasıyla birlikte davalık olduk artık adamla. Reddi hakim talep edeceğiz. Daha da bu mahkememize gün vermiş Ekim ayı içinde o mahkemede de muhatabımız bu hakim olmayacak. Davamızı açıyoruz. Davalık olduğumuz hakimin bize bir mahkemede bir daha karşımıza çıkmasını da kabul etmiyoruz. Tüm Cumhuriyet Halk Partililer olarak hukuk yolları üzerinden iki elimiz yakasındadır. Bundan sonra o kaçacak biz kovalayacağız. Hukuken. O kaçacak biz kovalayacağız adalet tecelli edene kadar.

“YSK’nın alanlarına girdi, seçim hukukunu katletti”

Burada Türkiye’nin kurucu partisi, son seçimlerin 1. partisi, bütün anketlerin 1. partisi yarının iktidar partisine gelip de öyle aklınca, aklınca kendine verilmiş Asliye Hukuk yetkilerini çarpıtarak YSK’nın alanlarına girerek, seçim hukukunu katlederek CHP’yi tartıştırmak neymiş? Bundan sonra ben onu nasıl tartışacakmışım? Nasıl hukuken tüm Cumhuriyet Halk Partililer ve seçimden sonra da bu mesleği yapmak için bakalım YSK’sı neler yapacak? Hepsini göreceğiz. Hepsini göreceğiz. Bundan sonra artık mesele Cumhuriyet Halk Partisi ile o aldığı bir emirle Cumhuriyet Halk Partisi’ni tartıştırıp da zarar vermeye çalışan kişi ve ona o talimatı verenler arasındadır. Onlar kaçsın, biz kovalamaya devam edeceğiz.

“Komisyon AK Parti’nin tapulu malı değildir”

Cumhuriyet Halk Partisi bu meseleler meclis çatısı altında görüşülmelidir dediği günden bugüne aynı fikri tutarlılık içindedir. Komisyon AK Parti’nin tapulu malı değildir. Komisyon Cumhur İttifakı’nın değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir. Dolayısıyla milletindir. Ben bilmiyor muyum? Biz komisyondan kalkalım diye her şeyi yaptıklarını. Biz kalkalım kendi beceriksizliklerini, kendi kötü niyetlerini kendi içlerindeki anlaşmazlığı Cumhuriyet Halk Partisi’ne fatura etsinler. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun bugün ifade ettiklerini ilk günden beri ben de komisyondaki üyelerimiz de söylüyor. Kardeşim çözüm diye geliyorsunuz. Barış diye geliyorsunuz. Hala kayyumlar var. Hala kent uzlaşısından tutuklular var. Halen daha AİHM kararlarına rağmen Kavala, Demirtaş Yüksekdağ AİHM kararına rağmen Atalay içeride. Hem bir yandan bir hukuk oluşturmaya çalışıyorsunuz. Bir yandan mevcut hukuka en üst hukuk normumuz, toplum sözleşmemiz Anayasaya uymuyorsunuz. Bu çelişkiler AKP’nin cevaplaması gereken çelişkilerdir. Cumhuriyet Halk Partisi tutarlılık içinde doğru yerde durur. Kimsenin bunu suistimal etmesine izin vermez. “CHP’nin olduğu komisyondan değil olmadığı komisyondan korkun” demiştim. Anketlerde ben bu sözleri söylediğimde CHP’nin komisyonda bulunmasına olan destek şu an 3 katına çıkmış durumda.

Çünkü millet CHP’nin orada bulunmasını kendisine güvence olarak da görüyor. CHP’nin oradaki haklı mücadelesini, tespitlerini ya da eğer işler yolunda gitmiyorsa bu konudaki CHP’nin duruşunu da görüyor. O açıdan pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik yok. Ekrem Başkanla bu konuda aynı yaklaşım içindeyiz ve aynı hatırlatmaları yapmaya devam edeceğiz.

Biliyorsunuz ben Erdoğan’a Mecliste yaptığımız görüşmeler sırasında, Meclisi Filistin için olağanüstü toplantıya çağırdığımızda da Filistin konusunda cesaret gösterilmesini, Türkiye’deki bütün liderlerin birlikte Filistin’e gitmemizi teklif etmiştim. Bunlara cevap vermediği gibi Filistin’e yukarıdan insani yardım atmayan neredeyse tek ülke bizimim olduğumuzu, Kanada’nın bile gelip attığını niye atmadığımızı sormuştum ve Sumud filosuna Filistin’deki ablukayı kırmayı yönelik filoya mutlaka destek verilmesi gerektiğini söylemiştik.

Hatta bizden de bir milletvekili orda bulunması için Sayın Mahmut Danal’ın girişimlerimiz oldu ama milletvekillerinin filoya hangi partiden olursa olsun katılması daha sonra uygun görülmedi. Filo organizasyonu tarafından biliyorsunuz ve diğer partilerden de orada hazır bulunan arkadaşlar gidemedi.

“Sumud filosunu için deniz kuvvetlerinin harekete geçirilmesi lazım”

Ve yine ısrarla Erdoğan’a bütün meselesinin Filistin meselesi olması gerektiğini Amerika ziyaretinde söylemiştim. Yine benim meclis kürsüsünde yaptığım çağrı ki bunu Sosyalist Enternasyonel’de de çok konuşuyoruz. İsrail uluslararası yarışmalarda olmasın. Buna bizimkiler susuyor. İspanya Dünya Kupası’na katılmama tehditinde bulundu. Filo korunsun dedim. Sumud’u koruyun dedim. Geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz Eyüp Sultan’da Sumud filosunu koruyun. İspanya ve İtalya, ki İtalya bugün bir takviye daha yaptı filoyu korumak için. Buradan Erdoğan’a bir kez daha sesleniyoruz. Sumud filosunu korumak için deniz kuvvetlerinin harekete geçirilmesi lazım. Bu cesaretin bütün ülkeler tarafından gösterilmesi durumunda İsrail zaten herhangi bir şey yapamayacak. Oradaki insanların canını korumak için İspanya’nın, İspanya, Filistin’den bahsediyoruz. İspanya sahip çıkıyor. İtalya sahip çıkıyor. Bizimkiler sessiz. Ta Akdeniz’in öbür ucundan kalkıp geliyorlar. Bizimkiler duruyor. Bizce ihtiyaç çok ama varsa sayın Meclis Başkanı yarın toplasın meclisi, verilmesi gereken bir yetki varsa verelim ve Sumud’un korunması gerekiyor. Öncelikle bunu söyleyeyim. Bunun dışında demiştim ki Erdoğan Amerika’ya gidiyor. Trump’la görüşmek istiyor. Trump’a karşısına geçsin Filistin’i savunsun. Netanyahu’ya kahraman deme kardeşim. Bu adam savaş suçlusu de. Artık Gazze’ye otel yapmaktan bahsetme. Çift devletli Birleşmiş Milletler çözümünün arkasında dur de. Bunları söyle. Amerika dönüşü havaalanında seni ben karşılayacağım dedim. Dün gördünüz. Öncesinde sonrasında ağzından bir tek kelime Filistin çıkmadı Trump’ın huzurunda. Filistin konusu açıldığında da Trump dedi ki “Konu çok önemli. Bunu konuşuyoruz. İsrail’in Filistin’in elinde tutsak bulunan askerlerini, esirlerini sağ salim kurtarmak istiyorum. Buna çalışmalıyız.” Trump meseleyi burasından okuyor. Bizimkinin bu meselede ağzını açıp da bir kelime söylemiyor.

Trump-Erdoğan görüşmesi

Ey 1 minute’çiler ne olduk? Ne olduk ne olduk? Erdoğan masadan kalkarken Erdoğan masadan kalkarken Trump masadan çıkmasına yardım ediyor diye tersinden Trump Erdoğan’ın altına sandalye çekiyor mandalye çekiyor. Bundan övünemezsiniz. Aklınızı başınıza toplayın. O görüşmede Boeing’in B’si var. O görüşmede Ruhban Okulu’nun R’si var. O görüşmede LNG’nin L’si var. Ama Gazze’nin G’si yok kardeşim. Hiç utanmıyor musunuz? Hiç utanmıyor musunuz? Filistin’in F’si yok görüşmede. Bir de çıkmışlar efendim Erdoğan şöyle yaptı böyle yaptı. Ne dedim size? Ne dedim arkadaşlar? Dedim ki Junior Trump’la Trump’ın oğluyla Dolmabahçe’de görüştü. Görüşmüş mü? Görüşmüş. Trump’ın oğluna Boeing müjdesi verdi. Vermiş mi? Vermiş. Trump’ın oğluna eğer Amerika’ya kabul edilirse birçok taviz vereceğini söylemiştim. Vermiş mi? Vermiş. Ne oldu şimdi? Türkiye stratejik bir müttefikten yağlı bir müşteriye dönüştü.

Görüşme bitti. Günün sonunda elimizde ne var? Günün sonunda elimizde daha gitmeden kaldırdığımız gümrük vergileri var. Hatırlayın Amerika Trump döneminde, 2018’de Türkiye’ye demir çelikte dünyaya vergi %25, Türkiye’ye 50 kardeşim demişti. O Katsa döneminden sonraki süreçte Türkiye’ye %50 vergi koydum dedi. Bizimkiler Dünya Ticaret Örgütü’ne gidip şikayet ettiler ve misilleme olarak da Amerikan viskisine, Amerikan otomobiline, pirincine, Amerikan cevizine ve birçok ürüne zam yaptılar. Daha doğrusu vergilerini arttırdılar.

“Emekliye yok, asgari ücretliye yok! Trump’ın vergilerinden fedakarlık yaptı”

Bakın gidiyoruz görüşmeye. Trump daha bir şey indirmemiş. Bizimki vergilerin hepsini indirdi gitti. Masaya bir şey koy. Hediye paketi yapmış vergileri. Emekliye para yok, asgari ücret diye para yok. Trump’ın vergilerinden fedakarlık yaptı.

Bir hediye paketi fiyonk yapmış, vergileri götürdü. Botaş Rusya’dan anlaşma var. Terk etmenin müeyyideleri var. Görece Amerika’dan gemiyle LNG taşımaya göre düşük maliyet var. 50 milyar dolarlık sizden doğalgaz da alacağız. 300 dedim. 225’ini Türk Hava Yolları doğruladı. Amerika’da borsaya bilgiler veriyor. Boeing siparişi de tamam. Öbür taraftan nadir toprak elementleriyle ilgili çalışmalar Türkiye’den bu kıymetli ve Türkiye’nin geleceği için çok önemli elementlerin Trump’a peşkeş çekilmesi noktasında hazırlıklar tamam. Nükleer enerji işbirliği Türkiye’de olana itiraz ediliyor. Nükleer enerji işbirliği yapıyor. O da tamam. Heybeli Ada’da Ruhban Okulu meselesi var. O da tamam. Bunun yanında ne aldın oradan gelirken? Ne aldın?

“Meşruiyet alıyormuş”

Müjdelenen şeyi alıyor. Meşruiyet alıyormuş beyefendi. Diyor ki Büyükelçi böyle konuşuyor diyor. Daha Amerika’da Nav’ın Amerika’da eee Fox Fox News tutuyor soruyor Amerika’da. Diyor ki Erdoğan’a “Ne diyeceksiniz burada Filistin’le ilgili?” Trump “Filistin’deki İsrail Filistin savaşını çözeceğim” dedi. Çözemedi diyor. Bu kadar bak bu cümle. Bu cümleye Amerikan Dışişleri Bakanı çıkıyor. Dünya liderleri böyle konuşur. Gelirler 5 dakika görüşmek için sıraya girerler. Yalvarıyorlar bize. Erdoğan da bu hafta görüşecek diyerek

Görüşecek diyerek aşağılıyor. Bunu yutuyorlar. Buna ne Ömer Çelik’ten bir cevap var ne TikTok’çu Hakan Paşa’dan. Susuyorlar bunu yutuyorlar. Sonra Amerika’ya gidiyor. Barack Türkiye’deki Amerikan Büyükelçisi diyor ki “Trump akıllı adam. Benim hiç aklıma gelmemişti. Erdoğan’a meşruiyet verelim. Her şey çok güzel olacak. Bizim için çok iyi bir noktaya gelecek.” diyor.

“Meşruiyet milletten alınır. Seçime girersin, kazanırsın”

Bak sayı bitmiyor. 8 tane taviz almış. Karşısında ne vermiş arkadaşlar? Ne vermiş? Karşıda meşruiyet meşruiyet veriyormuş. Meşruiyet milletten alınır. Seçime girersin, kazanırsın, meşru seçilmiş iktidar olursun. Meşruiyet demokratik yönetimle sürer. İçeride antidemokratik davranışlar. Meşruiyet tartışmalı. Bir de daha görüşmenin başı. Meşruiyetin Habermas’a göre en önemli tanımı ne? Eşit ve adil seçimlerle seçilmiş olacaksın. Sonra da demokratik yöneteceksin.

“Trump ilk neyi hatırlatıyor? Hileli seçimi en iyi bu bilir diyor”

Trump ilk neyi hatırlatıyor? Hileli seçimi en iyi bu bilir diyor. Yani diyor ki memleketinde meşruiyeti yok. Amerikan kamuoyunda da meşruiyeti yok. Sonra ona ona hani çocuk oyalar gibi Allah cezamı versin. Trump beni o kadar övsün. Yerin dibine girerim. Trump gibi bir menfaatçi bu kadar menfaati temin edip sonra dönüp dönüp iyi adam. Yani karşısında benim bakanlarım var bu memleketin bakanları. Zeki bunlar diyor. Akıllı bunlar. Keşke bu kadar akıllı olmasalar. Çocuk mu avutuyorsun? Anaokulu öğretmeni anaokulu çocuğuna yapsa bir yerden sonra ya yapma hocam ya der. 7 yaşında Kerata ya yeme bizi gözünü seveyim der. Her şeyi sen alacan sonra bana övgü düşecek. Ben de bu övüldüğüm için Türkiye’de bir avuç TMSF’den devletin kredileriyle alınmış kanallarda şak şakçılar diyecek ki küresel lider. Trump gibi adam bu kadar şeyi cebine koymuş. Müttefikten müşteri yaratmış. Yağlı müşteri. Vallahi ben bir şey söyleyeyim. Siz bu performansı gösterecek olun. Öyle Trump’a bir buçuk sene yalvarmaya gerek yok. 3 ayda bir çağırır sizi sağmaya. Kovayı doldurdu. Kovayı doldurdu. 3 ayda bir size randevu vermezse ne olayım? Bunları verdikten sonra Trump sizi haftada bir kere telefonda bu kadar över. Bağlayın TRT habere. Ne olacak Trump’ın dilinde sayaç mı var?

Diyor ki akıllı adam süper lider ama lafın başında bak diyor sana meşruiyet vereceğim. Bu diyor bilir diyor hileli seçimi. En iyi bilir diyor. Demek ki seçiminde tartışma varsa meşruiyetin yok. Demokratik yönetmiyorsan meşruiyetin yok. Ama alırsan LNG’yi, alırsan Boeing’i, verirsen tavizi verirsen, yaparsan nükleer anlaşmayı verirsen nadir elementleri adam sana ağzından meşruiyet veriyor. Barack bile şaşırmış diyor ki benim hiç aklıma gelmemişti.

Bizim diyor Trump diyor buna meşruiyet verecek. Öl ki ölem… Trump mesela Erdoğan’a 40 Kırkpınar Başpehlivanlığı için altın kemer de verebilir. Çünkü güreşmeden veriyor.

“Sana altın kemer taktım. Çok güçlü bir pehlivansın” der Bunlar da yarın manşet atarlar. Başpehlivan Recep Tayyip Erdoğan. Lan Trump’ın demesiyle oluyor mu? Aklınızı başınıza toplayın. Elde avuçta ne varsa vermişsiniz. Bir şey almadan gelmişsiniz. Ondan sonra da sevinip duruyorsunuz. Vallahi Esenboğa’da Bundan sonra Erdoğan’ı dedim ya Filistin’i savunsun karşılayalım bilmem ne yapsın karşılayalım. Karşılayanlar avutsun bakalım Erdoğan’ı. Karşılayanlar avutsun. Buyurun.

Bahçeli’nin açıklamalarına yanıt

(Bahçeli’nin Rusya ve Çin ittifakı açıklaması) Vallahi bu TRC İttifakı Türkiye Rusya Çin diyerek Erdoğan’a Amerika’da gittiğin kapı doğru kapı değil bir başka kapıya gitmelisin demişti. Erdoğan orada dediğim gibi safa yattı gitti orada görüşmeleri yaptı şimdi de şöyle bir dengeleme yapıyor. Sayın Bahçeli anladığım kadarıyla daha ne desin yani ne diyecek ittifak ortağına saçmaladın mı diyecek benim dediklerimi mi söyleyecek Her şeyi aldım bir şey her şeyi verdin almadan geldin diyemiyor iki tarafa da bak diyor.

İki tarafa da bak diyor Oraya gittim bari buradan bir denge kur diyor çünkü şimdi Erdoğan hiçbir şey almadan dünyayı verip kendince meşruiyet aldığı bu süreçte bir de öbür taraftan aleyhimize gelişecek birtakım mevzular olabilir Yani Putin’in bu konularda ne kadar net ve ne kadar günü geldiğinde sert olabildiği biliniyor Tabii bu Erdoğan’ın hesapları Yani benim bu konuda ne beklentim ne endişem var biz kendi siyasetimize Türkiye’yi nasıl yöneteceğimizi bakıyoruz ve hani böyle bir şeye gelinmesini hiç doğru bulmam biz bir program çalışması sonunda Türkiye’nin derin yapısal sorunlarına en etkili çözümleri nasıl ürettiğimizi çalıştık söyleyeceğiz ama seçim öyle bir noktaya gelecek ki hani millet zaten bunların karşısında kimi görse ya bunlardan kötüsü olamaz deyip sığınacak Öyle bir hale geldi yani buna güveniyor değiliz bunun için kendimiz çok sıkı çalışacağız çok sıkı hazırlanacağız en iyi seçim programı en iyi vaatlerle milletimizin karşısında olacağız ama artık bu savruldukları yerden daha berbat bir duruma da Türkiye getirilemez zaten havuzun dibindeyiz yani.

(ABD Büyükelçisi Barrack’ın Türkiye değil ABD kamuoyu için meşruiyet ifadelerini kullandım diyerek sözünü düzeltilmesi Özel’e soruldu)

Bir de Türkiye kamuoyu açısından deseymiş…Türkiye kamuoyu açısından meşru olmadığını millet 31 Mart’ta gösterdi zaten aldığı 23 yıldır kazandığı seçimlerden sonra övünüyordu yendim yendim yendim ikinci Parti yaptı nüfusun %65’ini CHP’ye verdi ekonominin %85’ini CHP’ye verdi O günden bugüne de Türkiye kamuoyu hem kötü yönetimi yüzünden hem düşen oyları yüzünden 28,5’tan 29 veriyor Erdoğan’a meşruiyet olur mu? Ama Amerikan kamuoyunun gözünde de işte hatırlatma yapıyor hileli seçimi en iyi bu bilir diye Amerikan kamuoyunun gözünde de Erdoğan’ın bir değeri yoktu öve öve meşruiyet veriyorum diyor bizim kamuoyunda. Amerikan kamuoyuna meşruiyet verse ne olacak vermese ne olacak. Bir lider meşruiyetini kendi ülkesindeki kendi milletinden alacağı oylarla alır Erdoğan da artık o noktanın çok gerisindedir.”

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Taksim ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.