Her yıl yaklaşık 1 milyar dolarlık yeni yatırım yapan otomotiv sanayicileri, aşınan rekabet gücü nedeniyle üretimde istenilen artışı sağlayamıyor. Haziranda otomobil üretimi %7 azalırken, yerli payı %24’e geriledi. Hafif ticaride ise yerli payı yüzde 17’lere kadar indi. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, yapılan yatırımların karşılığını almak için üretimin daha fazla olması gerektiğini vurguladı.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, 2025 yılının ilk yarısına ilişkin sektör değerlendirmesini düzenlediği basın toplantısıyla paylaştı. Yapılan yeni yatırımlara rağmen kapasite kullanımı ve yerli payının düşmeye devam ettiğini dile getiren Eroldu, aşınan rekabet gücü nedeniyle üretimde artış sağlanamadığına vurgu yaptı. Eroldu, “Yaptığımız yatırımların karşılığını almak için bizim üretimimizin daha fazla olması gerekirdi” dedi.
2025’in ilk 6 ayında otomotiv sanayicileri, geçen yıla paralel 706 bin adetlik araç üretimi gerçekleştirdi. Eroldu, ilk yarıda kapasite kullanımında yaşanan düşüşe dikkat çekerek, şunları kaydetti: “Aynı adetlerle üretim yapmamıza rağmen kapasite kullanımında bir miktar kötüleşme var. Çünkü geçen bu sürede kapasitemiz arttı. 2024-2025 geçişinde kapasitemiz 2 milyondan 2 milyon 200 binli rakamlara geldi. Tabii rekabetçiliğin düştüğü bir ortamda kapasite kullanım oranının düşmesi sorunu daha da büyüten bir konu çünkü kapasite kullanım oranını artırdığımız zaman maliyetlerimiz de düşüyor. Ona göre sabit masraflarımızdan aldığımız paylar azalıyor. Burada da gördüğünüz gibi aslında otomotiv sanayinin alt segmentlerinde de otobüs minibüs hariç her tarafta bir kapasite kullanımında da düşme eğilimi olduğunu görüyoruz. Bu da olumlu bir gelişme değil kuşkusuz.”
İhracat rekoru adetsel değil, kur artışı kaynaklı!
İhracatta ilk yarıda adet bazında yıllık yüzde 7,5 artışla 530 bin seviyesine ulaşıldı. Cengiz Eroldu, “Geçen yıla göre iyi olmakla beraber, biz 2017 yılında 714 binlik bir ihracat yapmıştık, onun oldukça uzağındayız. Bu kadar yatırım yapan bir sektörün aslında daha iyi rakamlar vermesi lazım” dedi. İhracat tutarı ise ilk yarıda yaklaşık yüzde 12 artışla 20 milyar dolara dayandı ve bu seviye son 10 yılın en yüksek ilk yarı değeri olarak kayda geçti. Ancak bu artışta birim fiyatlardaki yükselme etkili oldu. Eroldu, “Araçlar daha pahalı hale geliyorlar. Hibrit ve elektrikli araçlar ihracatımızda da yer almaya başladı. Bunların maliyet artışları ve hammadde fiyatlarındaki artışların satış fiyatlarına yansıması gibi sebepleri de var. Dolayısıyla burada asıl indikatörün aslında adet olması lazım” açıklamasını yaptı.
Rekor pazarda, yerli araç payı dip seviyede İç pazarda yılın ilk yarısında 629 bin adetle rekor satışa imza atıldı. Ancak yerli araçların bu pazardaki payı düşüşte. Eroldu, “Geçen yıl yüzde 32 olan iç pazar satışlarındaki yerli payı, bu sene ilk 6 ayda yüzde 29’a düştü. Hatta haziranda bu oran yüzde 24 oldu. Geçmişte yerli araç payının yüzde 46 olduğu zamanları biliyoruz. Bu düşüş sanayi üretimine de olumsuz yansıyor” dedi. Hafifi ticari araçta ise yerli payı ilk yarı sonunda yüzde 20’nin de altında gerçekleşti.
2017 yılında 869 binlik üretim ve 714 binlik ihracat gerçekleştirilmişti. Bu yılki rakamların gerisinde kalınmasını değerlendiren Eroldu, “Sanayi yatırım yapmaya devam ediyor. Son 10 yılda yaklaşık 10 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdik ki son 3 yıla baktığınız zaman ortalama birer milyar dolarlık yatırım rakamları var. Türkiye ekonomisi ölçeğinde küçük rakamlar değiller” dedi. Bu tabloya neden olan etkenleri de değerlendiren Eroldu, “Kuşkusuz son 3 yılda yaşadığımız rekabetçilik kaybımızın bunda önemli payı var. Türkiye otomotiv sanayi şu anda Doğu Avrupa ülkelerinden daha pahalı bir kaynak durumuna geldi maalesef” ifadelerini kullandı.
İhracatın genel ihracattaki payının yüzde 17,6’ya yükseldiğini ifade eden Eroldu, otomotivin diğer sektörlere kıyasla daha iyi performans gösterdiğini, kimya ve diğer sektörlerle farkın açıldığını söyledi. Ancak bu artışa rağmen iç pazardaki ithalatın da yükseldiğini vurguladı. Eroldu’ya göre, mevcut tabloyu iyileştirmek için sektörün öncelikli olarak rekabetçilik sorununu çözmesi gerekiyor: “Şu anda en büyük sorunumuz bu rekabetçiliği daha iyi hale getirmemiz lazım. Kamu, özel sektör olarak bunlara eğilmemiz gerekiyor.” “Yatırım yapıyoruz hem ürünlere hem de tesislerimize, daha rekabetçi olmak için yatırım yapmaya devam ediyoruz” diyen Eroldu, özel sektörün elindeki en güçlü aracın verimlilik artışı olduğunu söyledi. “Bir şeyin maliyetleri arttığı zaman verimliliği artırma güdüsü de artar doğal olarak” dedi. Kamu, özel sektör ve sendikaların ortak adım atması gerektiğini ifade eden Eroldu, “Bu zor dönemi geçmemiz lazım” diye konuştu.
“2026’dan daha umutluyuz”
2025’in birçok yatırım için geçiş yılı olduğunu, bazı yatırımların yılın tümüne yayılmadığını belirten Eroldu, 2026’nın daha güçlü bir yıl olacağı öngörüsünde bulundu. Eroldu, “2026 kesin otomotiv sanayi için daha iyi olacak adetler anlamında. İş ki daha kötü bir rekabetçilik tarafına geçirmeyelim olayı. Eroldu, iç pazarda yüksek faize rağmen satışların sürdüğünü hatırlatarak, faizlerin düşme eğilimiyle birlikte sektörün ivmesinin artabileceğini belirtti. Eroldu, ekonomideki gelişmeler ve faizlerdeki düşüşe paralel 2026 yılının daha iyi olmasını beklediklerini ifade etti.
OSD Başkanı Cengiz Eroldu ayrıca, yerli araç satışındaki daralma nedeniyle otomobilde ilk 5 ayda 3 milyar dolarlık dış ticaret açığı olduğunu söyledi.
BYD henüz Manisa’ya bir çivi bile çakmadı!
OSD Başkanı Cengiz Eroldu, yerli sanayicinin iç pazarda rekabet gücünü zayıflatan nedenlerden birinin Çinli otomotiv firmalarının pazara sunduğu ucuz otomobiller olduğunu hatırlattı. Eroldu, şöyle konuştu: “Çinlilerin ya yatırım yapmaları lazım ya bizim yaptırım yapmamız lazım. Yatırım yapmaları lazım, yatırım yapmaları halinde bir sorun biz görmüyoruz ama yalnızca ithalatla gelip Türkiye’de mal satmalarını istemeyiz. Sonuçta biz Çin’e bir şey satamıyoruz ki, herkes kendi tarafından bakıyor da, bir de kim ne alıyor ne satıyor tarafına bakmamız lazım. Türkiye’nin genel Çin’le olan dış ticaret dengesi zaten bozuk. Yalnızca olaya tüketim gözüyle bakılmaması lazım. Tabi ki müşteri kendi açısından bakıyor olaya ama bizim, devletin, STK’ların ve sektörlerin büyük resme de bakıyor olmaları lazım. Bir yıl kadar önce, temmuz ayında yanılmıyorsam BYD yatırımı açıklandı. Geçen sene temmuz, bu sene temmuz biz Manisa’ya baktığımız zaman da Manisa’da herhangi bir faaliyet yok şu anda. Tabi ona kendilerinin cevap vermeleri lazım, ne yapmak istediklerine.” Öte yandan, Samsun’da yatırım yapacağı açıklanan Çinli Chery de, henüz fabrika için inşaat y g Ç ş süreciyle ilgili bir adım atmış değil.