Fransız Le Monde gazetesi “Türkiye gençliğin tamamını kaybetme riskiyle karşı karşıya” başlığıyla yükseköğretim sistemini haberleştirdi.
Türkiye’deki yükseköğretim sistemi ve üniversite mezunlarının işsizliği uzun bir süredir gündem.
Kamuoyundaki tartışmalara göre bazı kesimler eğitim sisteminin ‘vasatlığı’nda şikayetçi. İktidar ve Yüksek Öğretim Kurumu’ysa (YÖK) tartışmalarla ilgili yeni düzenlemeler getirmeyi bir süredir planlıyor.
Türkiye’de üniversitelerde lisans eğitimi genellikle dört yıl. Fakat tıp, eczacılık gibi bazı bölümlerde bu süre beş, altı yıl olarak değişiyor.
2 Ekim’de YÖK Başkanı Erol Özvar bazı lisans programlarında üç yılda mezuniyetin gündemlerinde olduğunu şöyle duyurmuştu:
“Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, bazı programlarda üç yılda mezuniyeti mümkün kılacak yapısal reformlar da bu yol haritasının doğal bir sonucu olarak gündemimizdedir.”
21 Ekim’de de YÖK öğrenciler için lisans öğrenim süresini üç yıla indirmeyi amaçlayan çalışmaların öğrenciler ve veliler tarafından ‘memnuniyetle’ karşılandığını duyurdu. Fakat kaç veli ve öğrenciyle görüşüldüğüne dair bir bilgi verilmedi.
Le Monde gazetesi de “Türkiye gençliğin tamamını kaybetme riskiyle karşı karşıya” başlığıyla ülkedeki eğitim sistemini haberleştirdi.
Birçok rapora dayanan haberde Türkiye’deki eğitim sistemindeki endişe verici kalite düşüşü ve bu nedenle 18-24 yaş grubundakilerin üçte birinin ne okulda ne işte yer aldığı vurgulandı.
‘Erdoğan üniversiteyi basitleştireceğini duyurdu, gözlemciler şaşkın’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın diploma için gerekli eğitim süresinin üç yıla indirme planı olduğunu belirten gazete gözlemcilerin bunu şaşkınlıkla karşılaştığını vurguladı.
Bunun nasıl uygulanacağının bilinmediği vurgulandı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) eğitim raporuna göre önemli bir değişiklik yapılmazsa Türkiye’de gençliğin tamamını kaybetme riskinin yüksek olduğu öne sürüldü.
‘Beş genç kadından ikisi kariyer fırsatlarından dışlanmış’
Le Monde’un Türkiye’deki gençlerle ilgili verdiği bazı istatistikler şöyle:
18-24 yaş grubundakilerin yüzde 32’si ne çalışıyor, ne okuyor. (Bu oran Türkiye’yi Güney Afrika’nın arkasında bırakıyor.)
Genç kadınların yüzde 42’si kariyer fırsatlarından tamamen dışlanmış durumda.
Türkiye yeni üniversite mezunlarının istihdam oranında 33 Avrupa ülkesi arasında sonuncu.
Türkiye’nin üniversite mezunlarının işsizlik oranı genel işsizlik oranının üstünde (Türkiye bu alanda tek ülke).
Eğitim alanındaki kamu harcaması azaldı (Ulusal bütçeden ayrılan pay 2018’deki yüzde 12,9’dan yüzden 10’lara düştü).
Türkiye öğrenci başına ilk ve orta okulda 3 bin 473 avro, yükseköğretimdeyse 9 bin 324 avro harcıyor (OECD ortalama harcamaları sırasıyla 11 bin 652 avro ve 18 bin 471 avro).
Öğretim üyesi ve görevlilerinin maaşlarında artış olmadı. Deneyimli profesörler yeni işe giren akademisyenlerden sadece yüzde 29 fazla maaş alıyor (Bu fark çoğu OECD ülkesinde yüzde 60).
‘Neredeyse 1 milyon çocuk işçi’
Haberde ayrıca Türkiye’de neredeyse 1 milyon çocuk işçi bulunduğu vurgulandı.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) rakamlarını kaynak gösteren gazeteye göre 2025’te 68 çocuk işçi öldü. Genel olarak ülkedeki çocuk işçiler aşırı güvensiz bir durumda.

