İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, büyük firmalardaki karlılık oranlarındaki düşüşe dikkat çekerken, KOBİ’lerin de karlılık rakamlarının 2024 yılında çok düşük olduğunu, 2025’te kayıpların daha da artacağını dile getirdi.
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Mayıs ayı meclis toplantısı yapıldı. Toplantıda, büyük firmaların, reel büyüme ve karlılık oranlarında düşüş yaşandığını, finansman yüklerinin arttığını vurgulayan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “İş dünyası karlılık başta olmak üzere temel ekonomik göstergeleri kontrol etmekte ve işlerini düzen içerisinde sürdürmekte sıkıntı yaşıyor. 2025 için öngörülen rakamlarda kayıplar daha da artacak” dedi.
2024 yılı İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu ile Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) İlk 100 Sanayi Kuruluşu araştırmalarına göre, büyük firmaların, reel büyüme ve karlılık oranlarındaki düşüşe dikkat çeken Özgener, “Büyük firmaların yanı sıra, KOBİ’lerde de durum farklı değil, 2024 yılı karlılık rakamları çok düşük. Burada altını çizmemiz gereken, bu değerlendirmelerin 2024 yılına ait olması ve 2025 için öngörülen rakamlarda kayıpların daha da artacağının tahmin edilmesi” ifadelerini kullandı.
Risk yönetimi ve esnek planlama kabiliyetlerinin güçlendirilerek, dış ticaretin yeni dengelerine uyum sağlayacak adımların zamanında atılması gerektiğini söyleyen Özgener, “Bu süreçte, üyelerimiz hedef pazar çeşitlendirmesine giderek alternatif bölgelere açılmalı, tedarik zincirlerini esnek hale getirmeli, döviz ve finansman risklerini aktif şekilde yönetmeli, dijitalleşme ve e-ihracat kanallarını güçlendirmeli” diye konuştu.
“Kredi paketleri KOBİ’lerin ihtiyaçlarına göre tasarlanmalı”
KOBİ’lerin krediye erişimini etkin ve sürdürülebilir hale getirmek için kredi paketlerinin içeriklerinin KOBİ’lerin ihtiyaçlarına göre tasarlanması gerektiğini vurgulayan Özgener, “İstihdamın korunması ve ticari sürekliliğin sağlanması için kamu desteklerinin artırılması ve ihtiyaçlara göre yeniden yapılandırılması gerekiyor. Operasyonel verimliliğinin ve akışkanlığının sağlanması için bankaların kredi limitlerini de enflasyon oranında ayarlamaları lazım” değerlendirmelerinde bulundu.
“Kilit sektörlere yönlendirilecek kaynakların neden öncelikli olduğu açıklanmalı”
Bankacılık sisteminde yaşanan kredi sıkılaşması ve buna bağlı olarak iş dünyasının finansmana ulaşmasının ciddi biçimde zorlaştığını, bunun da üretimi ve istihdamı olumsuz etkilediğini söyleyen Özgener, “Başta KOBİ’ler olmak üzere ihracata dönük çalışan sektörlere öncelik verilerek, sanayi ve ticaret kesiminin krediye erişimi kolaylaştırılmalı. Selektif bir kredi gevşemesinin hayata geçeceğini görüyoruz, ilgili adımların kamuoyuna net biçimde anlatılması ve kilit sektörlere yönlendirilecek kaynakların neden öncelikli olduğunun açıklanması gerekiyor” dedi.
“Orta Vadeli Program’a bağlı kalınmalı”
Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksinin Mayıs ayında 100,8’den 98,6’ya gerilediğini hatırlatan Özgener, “TÜİK tüketici güven endeksi Mayıs ayında Nisan’a göre sınırlı bir artış gösterdi. Hizmet, perakende ve inşaat sektörlerine ait endeksler de benzer şekilde Mayıs’ta yukarı yönlü bir hareket sergiledi. Ancak, iç ve dış piyasalardaki ciro ve sipariş miktarlarında gözlemlenen hareketler, üretim maliyetlerindeki artışları karşılamakta yetersiz kaldı. Bu zorlukları gözardı etmeden, Orta Vadeli Program’ın uygulanmasına bağlı kalınması büyük önem taşıyor” dedi.