Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, PKK’nın silah bırakma ve fesih kararına ilişkin, “Türk ve Kürt on binlerce vatandaşımızın hayatına mal olan bir dönemin nihayet kapanıyor olmasına ülkem adına çok sevindim” dedi.
Cuma günü 5-7 Mayıs’ta kongresini topladığını duyuran PKK, bugün de silah bırakma ve fesih kararı aldığını duyurmuştu.
İmamoğlu’nun konuyla ilgili X’teki Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi hesabından açıklaması şöyle:
‘İşe koyulmanın vaktidir’
* Terör örgütü PKK’nın kendisini feshedip, silah bırakma kararı almış olduğunu öğrendim. Geride kalan kırk sene boyunca gençlerimizin, Türk ve Kürt on binlerce vatandaşımızın hayatına mal olan, kaynaklarımızı kurutan bir dönemin nihayet kapanıyor olmasına ülkem adına çok sevindim.
* Artık konuşmanın, diyalogun, siyasetin, işe koyulmanın vaktidir. O kötü günlere bir daha geri dönmemek için hem içeride hem dışarıda yapmamız gerekenler vardır.
* Fesih ve silah bırakma sürecinin sorunsuz tamamlanmasından, vatandaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit mensupları olmaktan kaynaklanan haklarının tanınmasını sağlamaya kadar uzanan geniş bir alanda yasal düzenlemeler yapmamız, sosyal ve psikolojik alanlarda adımlar atmamız, kapsamlı siyasi ve hukuki reformlar gerçekleştirmemiz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde büyük bir kalkınma hamlesine girişmemiz gerekmektedir.
‘Süreç, seçim kazanmayı esas alan bir perspektifle başarıya ulaştırılamaz’
* Böylesine büyük ve önemli bir süreç, iktidarın yapmaya çalıştığı gibi az sayıdaki siyasetçinin kapalı kapılar ardında yapacağı görüşmelerle, toplumun desteği ve onayı alınmadan, uzmanlar dahil edilmeden, ifade ve örgütlenme özgürlüğü gibi asgari demokratik şartlar olmadan yürütülemez. Yine, böylesine büyük ve önemli bir süreç; günü kurtarmayı ve seçim kazanmayı esas alan, kısa vadeli ve meselenin bölgesel boyutunu ihmal eden bir perspektifle başarıya ulaştırılamaz.
* Aksine, bu büyük ve önemli sürecin gereğini bihakkın yerine getirebilmek için; şeffaflığa, Meclis zeminini güçlendirilmesine, kapsayıcılığa, özgürlük ve demokrasi iklimine, uzun vadeli ve bölgesel bir perspektife ihtiyacımız vardır.
‘Meclis’te komisyon oluşturularak konu ele alınmalı’
* Kırk senedir kahrını çektiğimiz meselenin nüksetmemesi için, başta şehit ve gazi ailelerimiz olmak üzere acıların yaşandığı tüm ailelerin hassasiyetle dinlenmesi, sürece dair aydınlatılmaları ve helalliklerinin alınması büyük bir önem arz etmektedir. Ulusal güvenliği ilgilendiren hassas kısımları hariç olmak üzere, sürecin bütün boyutlarının kamuoyunca bilinir ve şeffaf olması, milletin sürece ortak edilmesi, farklı kanaatlere, sivil toplumun ve ilgili uzmanların önerilerine kulak verilmesi, herkesin sözünü söylemesine izin verecek bir siyasi atmosferin ve hukuk düzeninin oluşması elzemdir.
* Bu çerçevede, süreci salimen tamamına erdirebilmek üzere, TBMM’de bir genel görüşme açılması, ardından da Mecliste temsil olunan bütün partilerin katıldığı bir komisyon oluşturularak konunun ele alınması gerekmektedir.
‘Meselenin köklü sebeplerinden başta geleni Kürtlere güvenlik perspektifiyle bakmış olmamız’
* Ülkemize ve milletimize büyük sıkıntılar yaşatan bir dönemin sona eriyor olmasına ne kadar sevinesek az. Öte yandan, şunun da idrakinde olmamız lazım: Kırk senedir büyük acılara yol açan bu meselenin bir geçmişi ve bir kısmı devletimizin yanlış uygulamalarından kaynaklanan köklü sebepleri var.
* Kürt vatandaşlarımızın kendilerini Cumhuriyetimizin eşit vatandaşları olarak hissetmelerini sağlayamamış, sınırlarımızın haricindeki Kürtlere güvenlik perspektifiyle bakmış olmamız bu sebeplerin başta gelenleri.
* Ülkemizin bu en köklü meselesini bir daha nüksetmeyecek biçimde çözebilmemiz için Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün fertlerini eşit hak sahibi vatandaşlar, Cumhuriyetimizin eşit hissedarları, vatandaşımız olmayan Kürtleri de kardeşlerimiz kılmamız gerekiyor. Kürt vatandaşlarımızı herkesle eşit hissettirebilir, vatandaşımız olmayan Kürtleri kardeşlerimiz kılabilirsek, sorunumuzu çözmekle kalmaz, ülkemizi gerçek manasıyla bölgenin büyük gücü, Ortadoğu’nun kutup yıldızı haline getirebiliriz.
* Cumhuriyet’in eşit yurttaşları ve vatandaşımızın eşit hissedarları olarak kendimizi güvende ve hak sahibi hissetmemiz, sadece adaletin gereği değil, Cumhuriyetimizin sürdürülebilirliği ve demokrasimizin derinleşmesi açısından da tarihsel bir zorunluluktur. Bu prensipler bizi birlikte millet yapan; ortak vatan, ortak kader, ortak gelecek idealinde birleştiren en güçlü temel olacaktır.
‘Her meseleye çözüm bulabiliriz’
* Türkiye’min güzel insanları, ülkemizin hiçbir sorunu çözümsüz değildir. Sağduyu, feraset, müzakere, akıl, bilim ve en önemlisi cumhuriyet, demokrasi ve vatan sevgisiyle her meseleye çözüm bulabiliriz. Yeter ki milletimizi ayrıştırmayalım. Yeter ki siyasi rakiplerimizi düşmanlaştırmayalım. Yeter ki hukukun üstünlüğünden ve adaletten sapmayalım. Yeter ki tüm gücü bir avuç ayrıcalıklı kişinin elinden alıp millete geri verelim. Ve yeter ki ortak geleceğimiz olan Cumhuriyetimizin kazanımlarına ve millet egemenliğine sahip çıkalım.
* Ay yıldızlı bayrağımız hepimizi altında toplayacak kadar yüce; cennet vatanımız ise tüm yurttaşlarımıza yetecek kadar büyük ve kucaklayıcıdır. Kürt meselesi de dahil ülkemizin bütün köklü meselelerini ferasetle, müzakereyle, bilimle, akılla çözmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Allah’ın izniyle ilk seçimde iktidara gelecek ve bütün köklü meselelerimizi tek tek ele alacağız.
* Doğusu, Batısı, Kuzeyi, Güneyiyle bütün vatandaşlara refahı, huzuru, adaleti getireceğiz. Her kimlik ve inançtan insanımızın makbul, muteber ve eşit hissettiği bir ülke olacağız.
* Milletimizi içine düşürüldüğü yoksulluk girdabından çıkaracak; çalışan, üreten, kazanan ve adil bir biçimde paylaşan bir sistemi el birliğiyle inşa edeceğiz. Türk Kürt kardeşçe, barış ve refah içinde yaşayacağımız günler uzak değil.
Ne olmuştu?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan ve DEM Parti heyetinin İmralı Cezaevi’ne ziyaretleriyle ivmelenen süreçte Öcalan, 27 Şubat’ta PKK ve tüm bağlı gruplara ‘silah bırakma’ çağrısı yaptı. Öcalan çağrıda PKK’dan fesih kararı için kongreyi toplamasını istedi: “Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmeli.“
PKK, ilk olarak 1 Nisan’da Öcalan’ın çağrısına uyarak ateşkes ilan ettiğini duyurdu.
Bahçeli, 20 Mart’ta PKK’ya kongresini 4 Mayıs’ta Muş’un Malazgirt ilçesine toplamayı teklif etti. Ardından medyada PKK kongresi için farklı yer ve tarihler ortaya atıldı.
DEM Parti heyeti, 24 Nisan’da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’la görüştü. DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’e göre ‘görüşmenin en önemli başlığı Öcalan’ın çalışma koşulları‘ydı. Koçyiğit bu konuda ‘bazı gelişmelerin olacağını’ belirtti.
28 Nisan’da açıklama yapan PKK, ‘çağrıda belirtilenlerin yapılabilmesi için kendilerine somut bir şey ulaşmadığını’ öne sürdü.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün bazı bakan ve vekillerle bir araya geldiği, “Bütün engelleri aştık. Bugün yarın PKK silahları bırakacak, örgütü feshedecek” dediği öne sürüldü.
PKK, 9 Mayıs’ta kongresini topladığını, ‘tarihi kararlar’ alındığını ve bunun kısa sürede kamuoyuyla paylaşılacağını duyurdu.
Örgüt 12 Mayıs’ta silahları bıraktığını ve kendini feshettiğini duyurdu.