Danıştay, İfade Özgürlüğü Derneği’nin (İFÖD) açtığı dava sonucunda dernekleri risk grubuna göre sınıflandıran ve buna göre denetim öngören yönetmelik hükümlerini iptal etti.
Dernekler Kanunu’nun 19’uncu maddesinde, 27 Aralık 2020 tarihli 7262 sayılı Kanun’la yapılan değişikliklerin ardından İçişleri Bakanlığı Dernekler Yönetmeliği’nde değişiklik yaptı. Bu değişiklikler, 21 Ekim 2021’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Bu yönetmelik değişikliğiyle, dernek denetimlerinin ‘risk analizine göre’ yapılmasına karar verildi. Dernekler, bu analiz doğrultusunda yüksek, orta ve düşük risk gruplarına ayrılacaktı.
Risk analizinin nasıl yapılacağı ve denetim sürecine dair usul ve esaslar, Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından belirlenecekti.
Aynı madde uyarınca, risk grubuna göre yapılacak denetimler, içişleri bakanının görevlendirdiği mülkiye müfettişleri ya da dernekler denetçileri aracılığıyla yürütülecekti.
İFÖD yönetmelik değişikliğinin iptali için dava açtı
Diğer insan hakları örgütleri gibi bu düzenlemeden en çok etkilenen sivil toplum kuruluşlarından biri olan İFÖD söz konusu yönetmelik değişikliğinin iptali için Danıştay’da dava açtı.
Dilekçede, Dernekler Kanunu’nda tanımı olmayan ‘risk’ kavramının yönetmelikle ilk kez sınıflandırma aracı haline getirildiği, usul ve esasların Genel Müdürlükçe belirlenmesinin keyfiliğe yol açacağı ve bunun yasallık ilkesine aykırı olduğu belirtildi. Ayrıca düzenlemenin örgütlenme özgürlüğünü ihlal ettiği söylendi.
Danıştay 10’uncu Dairesi, 28 Mayıs tarihli kararıyla risk sınıflandırması ve bu sınıfa göre denetim öngören yönetmelik hükümlerini iptal etti. Kararda, kriterlerin belirsizliği, her yıl değiştirilebilir olması ve bunun keyfi uygulamalara yol açabileceği vurgulanarak düzenleme, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırı bulundu.
Mahkeme ayrıca, kişilerin kendilerine uygulanacak kuralları önceden bilme hakkının hukuk devleti açısından temel bir ilke olduğunu hatırlattı. Sınırları çizilmemiş takdir yetkilerinin keyfiliğe neden olacağını belirterek düzenlemenin hukuka uygun olmadığını açıkça ifade etti.
Karar, özellikle insan hakları örgütleri başta olmak üzere sivil toplumun keyfi denetimlere karşı korunması ve örgütlenme özgürlüğünün güvence altına alınması açısından önem taşıyor.
İfade Özgürlüğü Derneği, İçişleri Bakanlığı’nı olası yeni düzenlemelerde sivil toplumla istişare etmeye ve anayasal haklara saygı göstermeye davet etti.