ABD’nin vergi uygulamalarına yönelik belge yayınlayan Çin, bir sonraki aşama olan “Kalıcı Normal Ticaret İlişkisi” statüsünün kaldırılmasının iki ülke arasında ekonomik kopuşa yol açabileceği uyarısında bulundu. Belgede ticaret fazlasının ABD’nin yapısal sorunlarından kaynaklandığı savunuldu.
Çin, ABD’nin dış ticaret dengesizliği yaşadığı ülkelere ilave vergi getirme uygulamasına yönelik genel tutumunu açıklayan bir belge yayımladı. Belgede, beklenildiği gibi ABD’nin tutumu eleştirilirken, küresel ticarette önemli araçlardan sayılan DTÖ’nün serbest ticaret sistemine yönelik bir tehdit oluştuğu ifadesinin yer alması dikkat çekti.
Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi tarafından tam metni geçen hafta yayımlanan “Çin-ABD Ekonomik ve Ticari İlişkilerine İlişkin Bazı Konularda Çin’in Tutumu” başlıklı belgede, ABD ile ikili ticarette ve uluslararası alanda ülkenin yükümlülüklerini yerine getirdiği, Dünya Ticaret Örgütü temelli ve ABD ile anlaşmalara da bağlı olarak iç pazarında ithalata imkan sağladığı ileri sürüldü.
“PNTR bozulursa yaptıklarımızı geri alırız!”
ABD’nin yaptırım uygulamadığı tüm ülkeler için geçerli saydığı, Çin için de 2000’den bu yana devam eden Kalıcı Normal Ticaret İlişkisi (Permanent Normal Trade Relations – PNTR) anlaşmasını kaldırma girişimin en önemli risk olarak gösterildiği belgede, ABD’nin bu yönde adım atması durumunda ülkenin sert tutum izleyeceği ima edildi. Belgede, “Son yirmi yılda, PNTR statüsü Çin-ABD ekonomik ve ticari ilişkilerinin istikrar unsuru olmuş; iki ülke arasındaki alışverişin yanı sıra küresel ekonomik büyümeye de olumlu ve uzun vadeli katkılar sağlamıştır. Çin’in PNTR statüsünün geri alınması, Çin- ABD ekonomik ve ticari ilişkilerini 2001’de Çin’in DTÖ’ye katılımından önceki belirsizlik ve öngörülemezlik dönemine geri döndürecektir. Daha da kötüsü, bu durum iki ülke arasında ekonomik kopuşa (decoupling) yol açabilir” denildi.
Belgenin genelinde, fikri mülkiyet, yatırımlar, Çin pazarının açılması, finansal kolaylıklar gibi ABD ile anlaşma taahhütlerine uyulduğu savunusu öne çıkarken, PNTR anlaşmasının ABD tarafından kaldırılması halinde bütün bunların karşı hamleye araç olabileceği ima edildi. Belgede bu düzenlemelere atıf yapılarak, “MFN (en çok kayırılan ülke) statüsünün kaldırılması, Çin-ABD ekonomik ve ticaret ortamını ciddi şekilde kötüleştirecektir. Hizmet ticareti, fikri mülkiyetin korunması, karşılıklı yatırımlar, teknoloji ihracat kontrolleri ve insan değişim faaliyetleri gibi alanlar da bu durumdan etkilenecektir. Ayrıca, bir DTÖ üyesinin MFN muamelesinin geri alınması, DTÖ’nün MFN ilkesini temelinden sarsacak; ayrım gözetmeme esasına dayalı çok taraflı ticaret sistemini istikrarsızlaştırarak küresel ticaret rejimine ve ekonomik düzene ciddi zarar verecektir” ifadesi yer aldı.
Belgede, sıklıkla dile getirilen ve risk unsuru olarak sayılan Çin’in ABD iç borçlanma senetlerine yatırımı ve Çin’deki ABD doğrudan yatırımlarına ilişkin olarak da bilgi yer aldı. Bu kapsamda ABD’li şirketlerin kümülatif doğrudan yatırımlarının 98,2 milyar dolar düzeyinde olduğu, Çin’in ABD borçlanma senetlerine yatırımının da 759 milyar dolar düzeyinde bulunduğu bilgisi verildi.
■ “Çin’in ticaret fazlası, ABD’nin yapısal sorunlarının sonucu”
ABD’nin politikasının sadece Çin değil, küresel ekonomide de kırılganlık yarattığı vurgulanan belgede, “Çin-ABD arasındaki mal ticareti dengesi, ABD ekonomisindeki yapısal sorunların kaçınılmaz bir sonucu olmanın yanı sıra iki ülkenin karşılaştırmalı üstünlükleri ve uluslararası iş bölümünün doğal bir sonucudur. Çin, bilinçli şekilde ticaret fazlası elde etmeye çalışmamaktadır. Nitekim Çin’in cari işlemler fazlasının GSYİH’ye oranı 2007’de yüzde 9,9 iken, 2024’te yüzde 2,2’ye gerilemiştir” denildi. Çin ayrıca, hizmet ticareti ve doğrudan yatırımlar dikkate alındığında iki ülkenin ticari ve ekonomik kazançlarının dengede olduğu görüşünü savundu.