DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan “Türkiye’de siyasi tutsak yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’u eleştirdi: “Bu küçük karakterli insanlarla Türkiye’nin 100 yıllık toplumsal barışı konuşulur, tartışılır mı?”
Uçum dünkü X paylaşımında şunları söylemişti
* Tasfiye edilmekte olan terör vesayeti sadece terör örgütleriyle ilişkili siyasi mecralar, partiler üzerinde değil, bunların dilinde de var.
* Somut bir örnek olarak siyasi tutsak ifadesi verilebilir. Siyasi tutsak ibaresinin anlamı hangi bağlamda kullanılacağı bir yana kesin olan şu ki Türkiye’de siyasi tutsak yoktur. Ceza mevzuatında tanımlanmış şüpheli, sanık, tutuklu, hükümlü, terör suçlusu gibi statüler vardır. Bunlar hukuki statülerdir.
Bakırhan, partisinin Diyarbakır’daki ‘Demokratik Yerel Yönetimler Konferansı’na katıldı. Uçum’un söylediklerine eş genel başkan isim vermeden şöyle tepki gösterdi:
* Demokratik toplum ancak demokratik bir dil üzerinden inşa edilebilir. Barış süreci dille şekillendirilir. İktidarın medyasında kullanılan dil ve söylemler çok rahatsız edicidir.
* En başta iktidarı ve ona yakın medya kuruluşlarını dil konusunda samimiyete, ciddiyete davet ettiğimi Amed’den belirtmek istiyorum. Siz de izliyorsunuz, karaktersiz, karakteri küçük kimi insanlar yüzeysel, irrite edici, rahatsız edici dil kullanıyor. Biz bu dili reddediyoruz.
* Bu küçük karakterli insanlarla Türkiye’nin 100 yıllık toplumsal barışı konuşulur, tartışılır mı?
* Neymiş, siyasi tutsak demeyecekmişiz… Ne diyeceğiz? Eşya adıyla çağırılır. Danışmana danışman diyoruz. Selahattin Demirtaş’a Figen Yüksekdağ’a da siyasi tutsak diyoruz.
* Sanki hukuk var, sanki insanlar düşüncelerinden inançlarından dolayı içerde değil, sanki demokrasi var. Siyasi tutsak demeyecekmişiz.
* Bir taraftan da haklı aslında. Siyasi rehine mi diyelim o zaman? Bu dilden bir an önce vazgeçilmelidir.