Anayasa Mahkemesi (AYM), Basın İlan Kurumu’nun ilan kesme cezası vermesine ilişkin kanun hükmünü iptal etti.
Karar Resmi Gazete’de yayınlandı.
Gazeteciler Cemiyeti Basın İlan Kurumu’nun ilgili yaptırımı hakkında Bakırköy 9’uncu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açmış, mahkeme kurumun ‘Teşkiline Dair Kanun’un 49’uncu maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna karar vermiş, maddeyi iptal istemiyle AYM’ye taşımıştı.
Mahkeme kararında kanunun 49’uncu maddesinin ‘resmî ilan ve reklam kesme cezası gerektiren fiillerin ve bu fiillere karşı öngörülen ceza miktarlarının en azından çerçevesini çizmediği, belirli bir açıklık ve kesinlikte olan bir kural niteliğini taşımadığı’nı belirtti.
AYM daha önce de söz konusu madde için ‘Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. ve diğerleri’ davasında ihlal kararı vermişti.
Mahkemenin gerekçeli kararında ‘Kurum tarafından gazete veya dergi ya da internet haber sitesine verilecek ilan ve reklamların, kesinleşen Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda Kurum Genel Müdürlüğünce iki ayı geçmeyecek bir süre ile kesilebileceği, ayrıca ilgililerin Kanun’la temin edilen menfaatlerden de faydalandırılmayacağı’ vurgulandı ve karar şöyle devam etti:
“Ancak kural kapsamında gazete, dergi ve internet sitelerinin yaptırım uygulanmasını gerektirecek eylem ve işlemlerinin hangi hususlara ilişkin olabileceği ve öngörülen yaptırımın bu eylem ve işlemlerden hangilerine hangi sürelerle ve ne ölçüde uygulanabileceği hususunda bir çerçeve çizilmeksizin, Kanun’a yapılan genel bir atıfla Kuruma yaptırım uygulamayı gerektiren eylem ve işlemleri belirleme yetkisi verildiği anlaşılmaktadır.
Bu kararda, ancak basın özgürlüğüne müdahale niteliği taşıyan kanuni düzenlemelerin olabildiğince dar bir uygulama alanına izin verecek şekilde tasarlanması ve her bir kuralın tartışmaya izin vermeyecek şekilde açık ve net ifadelerle ele alınarak düzenlenmesi gerektiği belirtilmiş ve bu güvenceleri karşılamayan kurala ilişkin yapısal sorunun çözümü için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bildirimde bulunulmuştur. İtiraz konusu kurala ilişkin olarak anılan karardan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır.”
