CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına sert tepki gösterdi. Özel, “Konuşmayan bir tek sensin MHP’li. Hak etmediğimi duyarsam, hak ettiğini duyarsın” dedi. “Nadir elementler Türkiye’nin geleceğidir, sattırmayalım” diyen Özel, “Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuştu.
İşte Özel’in açıklamalarından satır başları:
“28. Dönem, 4. Yasama yılının ilk grup toplantısındayız. Çözüm bekleyen tüm vatandaşlarımız için hayırlı olmasını diliyorum. 70 gün aradan sonra yine bir aradayız. Ancak ülkemizde demokrasi, adalet ve bunlara bağlı olarak ekonomik kriz devam etti.
70 günde ülkenin sorunları büyürken bizler de mücadelemizi büyüttük. Yaz boyunca 81 ilde çalıştık. Derdi olanların ayağına gittik, sorunlarını dinledik.
Partimize yönelen saldırılara karşı bir arada durduk, kenetlendik. Birileri klimalı salonlarda kendi atadıklarına kendini alkışlatırken biz yetmiş günde yirmi büyük eylem yaptık.
19 Mart sonrası altmışıncı eylem için de yarın yine İstanbul’dayız, meydanlardayız. Biz milletten aldığımız güçle biz meydanları doldururken bizimle siyasi rekabet edemeyenler saldırılarını sürdürdüler.
“Biz mücadeleyi büyütürken onlar kumpasları büyüttüler”
Biz mücadeleyi büyütürken onlar kumpasları büyüttüler. Yaptıklarıyla milletin gönlünden düşmüşlerdi, gözünden de düştüler.
Okyanus ötesinde meşruiyet aramaya giriştiler. Trump’la beş dakika görüşme yapabilmek için akıl almaz tavizler verdiler.
Yetmiş gün yan gelip yatıp milletin dertleriyle ilgilenmediler. Sonra 1 Ekim’de Meclis’e gelip buradan kameraların karşısında poz kestiler. Biz 1 Ekim öncesi bir karara vardık.
Meclis’i işine geldiğinde çalıştıran, işine gelmediğinde bypass eden, millet iradesine saygısızlık edip bir darbeye kalkışan, milletin payına değil varsa yoksa kendi payına çalışan bir iktidarın başındaki zatı bu çatının altına gelip bir açılış konuşması yapıp orada demokrasiden, iletişimden, anlayıştan, birlikten, beraberlikten söz edip dönüp gidip zulme devam edecek olan ikiyüzlülüğüne tanıklık etmek istemedik.
O gün hiç şüphe yok. Bu durumdan duydukları rahatsızlıktan bunu milli iradeye saygısızlık, meclise saygısızlık diye nitelendirmeye çalıştılar.
“Kimse bana ‘Erdoğan’ı dinlemek milli iradeye saygıdır’ demesin”
Birileri muhalefetin belediye başkanlarını şantajla partisine katıp rozet takma törenleri düzenlerken kimse bana ‘Erdoğan’ı dinlemek milli iradeye saygıdır’ diyemez.
Eskiden bakanlar siyasetçiydi. Bürokratları, müsteşarları teknik. Şimdi bakanlar teknik, yardımcıları siyasidir. ‘Bakanlıkla teşkilatım arasında köprü olacaklar’ dediği bakan yardımcısını İstanbul’a Cumhuriyet Başsavcısı atadı.
“Arkadaşlarıma ‘hırsız, dolandırıcı’ diyecek adamın alnını karışlarım”
Arkadaşlarımızın haysiyet cellatları tarafından onurlarıyla, şerefleriyle oynanmaktadır. Arkadaşlarıma ‘hırsız, dolandırıcı’ diyecek adamın alnını karışlarım!
Beyefendi gelmiş, ana muhalefet koltuklarını boş görmüş, kimyası bozulmuş, nevri dönmüş. O günden beri ağzından çıkanı kulağı duymuyor.
“Konuşmayan bir tek sensin MHP’li”
Bir yandan da susuyoruz, sabrediyoruz, aylarca Meclis’e gelinememiş, bir kelime etmemişiz. Yaşa hürmet ediyoruz ama dönüp dönüp haksızlıklar yapılıyor. Bana söylenenlere sustum, yuttum, bir sürü haksızlığı duymazdan geldim.
Zaman zaman bazı önemli açıklamaları da kıymetlendirdim, iddianameler yazılsın dendi diye, tutuksuz yargılama esastır diye. Şimdi bugün çıkmış bu Meclis’in ilk grup toplantısında Sayın Bahçeli aynı promptra aynı metni kes kopyala yapıştır atmışlar.
Okuyor oradan. ‘Şikayet eden CHP’li şikayet edilen CHP’li, itirafçılar CHP’li, rüşveti alan CHP’li, veren CHP’li.’
Külliyen yalan.
Soruyorum buradan hangi hangi şahitler CHP’liymiş? Gizli tanık dediği odun isimleriyle Ladinler, Çınarlar… Çocuk tacizcisi olan gizli tanık mı CHP’li? Ya da 3 kuşak babasından kalan malına, mülküne çökülüp de geçmişte AKP’den ihale alıyordu. Şimdi İBB’den almış diye malına çökülen, şimdi de imza atarsan sana bunları geri veririm deyince iftiralere imza atan iş adamları mı CHP’li?
Ya da, ya da insanları çoluğuyla, çocuğuyla tehdit eden, !Bu imzayı atmazsan evladının yüzünü 20 yıl göremezsin! diyen, 80 yaşında anasından 500 kilometre öteye evlatları yollayan hasta 26 yaşındaki çocuğu hücreye tıkıp babasına ‘At artık imzayı, çıkar oğlunu’ diyen, kendini itirafname imzalamaya çağırıp yoldayken karısını, eşini gözaltına alıp onun çıkması senin atacağın imzaya bağlı diyenlerin kurduğu kumpasın ne tarafı CHP’li?
Ama Sayın Bahçeli buraya kadar, buraya kadar geldi. Öyle, o CHP’li, bu CHP’li, hırsıza CHP’li, yolsuza CHP’li.
Bakın, bütün Türkiye konuşuyor, birileri susuyor. Sayın Bahçeli, kimle konuştuğunuzu, nasıl konuşturğunuzu bileceksiniz.
Ankara’nın ortasında vurulan MHP’li, vurup da yargılananlar MHP’li, azmettirilenler MHP’li, serbest bırakıldıktan hemen sonra susturulan MHP’li, susturan MHP’li. Konuşmayan bir tek sensin MHP’li! Ağzından tek söz çıkmayan sensin, buna ne demeli?
“Hak etmediğimi duyarsam, hak ettiğini duyarsın”
Hak etmediğimi duyarsam, hak ettiğini duyarsın. Bu partinin evlatlarına, suçsuz evlatlarına hazımsızlıkla iftira atanların hak ettikleri sözü duymalarının vakti çoktan gelmişti. Bundan sonra da duyacaklar. Hadi bakalım. Bir daha, ‘Hırsız CHP’li, bilmem ne CHP’li’ gibi sözleri duyduğum anda, anlatacağım kimler hangi suç örgütleriyle birer birer ilişkili diye.
“Zekeriya Öz, sıçan gibi kaçtı”
Zekeriya Öz tuğla gibi iftiranameyi yazdı. Sıçan gibi kaçtı sonunda! Şimdinin tuğla gibi iddianamesi Ekrem İmamoğlu’na örgüt lideri dese ne olur? Hapiste yatan arkadaşlarımıza iftira atsa ne olur? Biz o tuğla gibi iftiranameyi bekliyoruz.
Yargılanmak için değil, yazanları yargılamak için. Tuğla gibi iddianameyi bekliyoruz. Yıllardır aylardır yapılan haysiyet cellatlığına o iddianamede nasıl kılıf uydurmuşlar görmek için.
Göremezsek sormak için yazdıklarını çürütmek için. Ve eninde sonunda herkes şunu bilsin. Cumhuriyet Halk Partisi yargıya saygılıdır. Savcılığı, hakimliği avukatlık gibi en kutsal meslektir. Bu mesleği yüreğine adalet dağıtmak düşenler.
“Vatandaşın sırtından bu keneleri söküp atacağız”
Asgari ücreti utanmadan sıkılmadan yüzde 20 artırmaya niyetleniyorlar.
Asgari ücreti 26 bin lira yapmaya bir yıl boyunca da böyle tutmaya niyet ediyorlar. Erdoğan dün utanmadan sıkılmadan çıkıp diyor ki: ‘Kişi başı milli gelirimiz 17 bin dolara yükseldi.’
Asgari ücrete yüzde 20 zam hedeflenen yerde yüzde yüksek faize savaş ilan ediyoruz. Vatandaşın sırtından bu keneleri söküp atacağız.
“Zorunlu eğitimi kısaltmak çocuk işçiliğini yasallaştırmaktır”
Bu iktidar döneminde maalesef kaliteli eğitim sınıfsal bir hakka dönüştü. Belli sınıfların ulaşabildiği yoksulların mahrum kaldığı bir noktaya geldi.
Artık kaliteli eğitime sadece zenginler erişebiliyor.
Bu da yetmez gibi şimdi 12 yıllık zorunlu eğitimi kısıtlamak ve kısaltmak istediklerini ifade ediyor Milli Eğitim Bakanı.
Buradan söylüyorum; Zorunlu eğitimi kısaltmak çocuk işçiliğini yasallaştırmak ve çoğaltmaktır.
Çocuk işçiliğinin yarattığı iş kazaları ve o güvencesiz ortamlarda sabilerin hayatlarını kaybetmesi çok daha fazla artacaktır.
Zorunlu eğitimi kısaltmak kız çocuklarının eğitim dışına itilmesi demektir.
Zorunlu eğitimi kısaltmak eşitsizliğin büyümesi, toplumsal uçurumun derinleşmesi gerektir.
Peki kim istiyor bunu? Tarikatlar ve bazı gözü dönmüş patronlar. Kim istiyor? MÜSİAD mesela istiyor. Çocuklar erken yaşta iş gücüne katılsın diye önerisi var MÜSİAD’ın. Tarikatlar istiyor. Kız çocukları okulda olmasınlar diyor.
Bakan çıkıp bu talepleri bir kılıf içine sokup bunu da Meclis’ten geçirmek üzere bu sene içinde çaba sarf edeceklerini söylüyor.
“Nadir elementler Türkiye’nin geleceğidir, sattırmayalım”
Dünyada nadir toprak elementleri diye bir gerçek var artık. Bazı çalışmalar bu elementlere en çok sahip olan beşinci ülkenin Türkiye olduğunu söylüyor. Üstünde durduğumuz bu topraklarda bir talih kuşu var. Trump o kadar kanın gözyaşının arasında, Ukrayna’ya ‘Nadir elementleri bana ver’ diyor. Teknoloji bunlar üzerinden ilerliyor.
Gitmiş kapalı kapılar ardında, bunların pazarlığını yapmış. En çok olduğu yer Eskişehir Beylikova’daki madenleri Trump’a veriyor, karşılık olarak meşruiyet alıyor. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz. Nadir elementler Türkiye’nin geleceğidir, sattırmayalım.”