Paul Thomas Anderson’ın Donald Trump’ı alayla eleştirdiği Savaş Üstüne Savaş vizyonda.
Paul Thomas Anderson, Gizli Kusur (Inherent Vice/2014) filminin senaryosunu yazar Thomas Pynchon’dan seçtikten sonra son filmi Savaş Üstüne Savaş’ı da (One Battle After Another) aynı yazarın 1960’ların tükenmiş radikallerini, Ronald Reagan’ın ikinci kez seçilmesini anlatan Vineland’ı ele aldı. Yönetmen bu olayı günümüz ABD’sine uyarladı.
Cezayir Savaşı belgeseli, Black Lives Matter (Siyah Yaşamlar Önemlidir), şarkıcıyazar Gil Scott-Heron, rapçi Junglepussy’yi referans alarak geçmişi ve günümüzü birleştirdi.
ABD-Meksika sınırındaki gözaltı merkezinde tutulan göçmenleri kurtarmak için French 75 adlı devrimci grup Perfidia’nın önderliğinde merkeze baskın yapar. Perfidia’nın sevgilisi bombacı Pat her yere bomba yerleştirir. Büyük bir operasyonla göçmenlerin tümü kurtarılır, kampın ırkçı yüzbaşısı Steven, Perfidia tarafından aşağılanır. French 75’in eylemleri sürer, Pat’le Perfidia’nın kızları Willa doğar. Yakalanan Perfidia’yı ona hayran yüzbaşı Steven gizli tanık olarak koruma altına alsa da genç kadın Meksika’ya kaçar.
Aradan 16 yıl geçer, Pat tek başına kızını büyütür. Albaylığa yükselmiş olan Steven intikam için baba-kızın peşine düşer. Pat yaşlanmıştır, içine kapanır, esrar, içki bağımlısıdır. ABD’yi sarsan problemler, beyaz ırkın üstünlüğünü savunan seçkin sınıfın şiddeti, göçmenlerin vahşi şekilde sınır dışı edilmesi, gençler için karanlık bir gelecek, aşırı sağcıların baskısıdır.
Yönetmen tüm bu olayları komedi-gerilimaksiyon-melankolik dram türlerini birleştirerek, alaycı bir anlatımla aktarır.
“Özgürlük korkusuz olmaktır”
Aşırı solcular üstün beyaz ırkçılarla (Ku Klux Klan’ın uzantısı) savaşırlar. Askeriye, ordu tüm güçlerini, imkânlarını kullanır, göçmenlere hayvan gibi davranılır, gençler büyüklerinin travmalarını edinirler, erk sahibi güçlüler Amerika’yı yönetmek için organize olurlar. Kıtanın her yerinde çok sayıda insan birbirini avlar. Milyarderler siyahileri, göçmenleri, solcuları, yoksulları temizler. Parçalanmış Amerika çocuklarına miras olarak şiddet ve gerilim bırakacaktır. Politik tabloyla birlikte Anderson gözde temaları ailesel zorluklar, anneyle ilgili problemler, bir topluluğa ait olmak, acımasız dünyadaki sefil kahramanları da irdeler. Willa’nın dövüş sanatları ustası Sensei “Özgürlük, korkusuzluk demektir” der.
Yönetmenin her zaman çalıştığı Jonny Greenwood’un müziği çok etkileyicidir. Bu film için özellikle kullanılan Vista Vision tekniği (35 mm sinema filmi formatının daha çözünürlüklü geniş ekran formu) görüntüleri olağanüstü kılar, özellikle yakın planlara, otoyoldaki takip sahnelerine ayrı bir atmosfer, derinlik katar.
Donald Trump’ın Amerika’sını gülünç, ince alay, lirik, duygusal, dramatik bir anlatımla eleştiren Anderson ürkütücü, kaosun içinde debelenen, politik nevrozları, şiddetli militarizmi, kutuplaşmayı, çöküşü, kuşaklararası kavgaların sürdüğü bir ülkenin insanlarının öykülerini özgün, benzersiz anlatımıyla, sinematografisiyle izleyiciye iletir.
Oyuncu kadrosuna gelince Leonardo DiCaprio’yla Sean Penn’in performansları olağanüstüdür. Regina Hall, Benicio del Toro, Teyana Taylor, Chase Infiniti’nin de oynadığı Savaş Üstüne Savaş haftanın filmi.