1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. İSO Başkanı Bahçıvan’dan acil reform çağrısı: Daha fazla erteleyemeyiz!

İSO Başkanı Bahçıvan’dan acil reform çağrısı: Daha fazla erteleyemeyiz!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayideki tüm sorunların temelinde kârsızlığın olduğunu vurgulayarak, “Bu problemi de yalnızca ücret, kur ya da faiz gibi geleneksel rekabet ve maliyet unsurlarına bağlamak, konuyu basite indirgemek anlamına geliyor. Yaşanan sorun, bu unsurların çok ötesine geçen, artık daha fazla erteleyemeyeceğimiz yapısal bir verimlilik problemine işaret ediyor” dedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, Türk sanayisinin enflasyonun çok üzerinde seyreden kredi faizleri nedeniyle büyük ve haksız bir bedel ödediğini açıkladı. Bahçıvan, yüksek faizlerin yanı sıra sanayideki kârsızlık ve verimsizlik sorununa dikkat çekerek acil reform ihtiyacının altını çizdi.

İSO Başkanı, “Sanayicimiz üretimi sürdürebilmek için enflasyonun katbekat üzerinde faizlerle kredi kullanmak zorunda kalıyor. Bu durum rekabet gücümüzü ciddi şekilde zayıflatıyor” ifadelerini kullandı. Bahçıvan, kapsamlı bir reform paketiyle üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve verimliliğin artırılması çağrısında bulundu.

İSO Meclisi Ağustos ayı toplantısı “Sanayimizin Sorunlarına Yeni Nesil Bir Bakış Açısıyla Çözüm Arayışı” ana gündemi ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımları ile gerçekleşti.

Bahçıvan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Gelişmiş ülke ekonomilerinde üretim hayatındaki dönüşüm giderek ivme kazanırken gelişmekte olan ülkelerde başta rekabet olmak üzere pek çok açıdan üretim koşulları giderek zorlaşıyor.

15 Ağustos’ta Alaska’da Trump ve Putin arasında gerçekleşen zirve tarihi bir öneme sahip. Küresel hegemonya mücadelesinde Rusya-Amerika yakınlaşması bizim bölgemiz için de önemli sonuçlar ortaya çıkaracaktır.

Dünya ekonomisinde yüksek belirsizlik ortamı artarak devam ediyor. Başta Avrupa olmak üzere, küresel ekonomide düşük büyüme koşulları sürüyor ve bunun önümüzdeki birkaç yıl daha devam etmesi bekleniyor.

Küresel ölçekte yaşanan dönüşümü iyi kavrayarak, sanayi politikalarının yeniden merkeze oturduğu bu dönemde doğru ekonomi politikalarını hayata geçirmeliyiz.

“Büyük ve haksız bir bedel ödedik”

Kredi notlarımız hâlâ “yatırım yapılabilir” seviyelerin altında. Mali disiplin tarafında da atılması gereken adımlar var.

OVP’nin enflasyonla mücadele hedefi açısından sanayimizin görevini fazlasıyla yerine getirdiği açık. Buna rağmen, sebebi olmadığımız bir enflasyonun çok üzerinde bir kredi faiziyle karşılaşıyor olmamız, büyük ve haksız bir bedel ödediğimizi ortaya koyuyor.

Uzun süredir yüksek seyreden reel faizler ve banka kredilerine yönelik kısıtlamalar, finansmana erişimde de ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Bu da iç talebi zayıflatmanın yanı sıra kârlılığı baskı altına alarak kârlılığı sınırlandırmaya devam ediyor.

Reklam Alanı

Sanayide 16 aydır devam eden küçülme eğilimi

Büyüme rakamlarına baktığımız zaman da bunu görüyoruz. 2024 yılında ekonomik büyüme yüzde 3,2 olarak gerçekleşirken sanayi sektörü sadece yüzde 0,5 büyüyebildi. Nitekim, her ay açıkladığımız İSO Türkiye İmalat PMI ve Sektörel PMI verileri de sanayi sektörümüzün faaliyet koşullarında 16 aydır kesintisiz bozulma eğilimine işaret ediyor.

İSO 500 içerisinde yılı zararla kapatan firmaların sayısı, 2022’de 58, 2023’te 96 iken, 2024 yılında bu sayı 152’ye yükseldi. Önceki 10 yılın ortalaması yüzde 10,4 olan faaliyet kârlılığı oranı da 2024’te yüzde 6,2’ye geriledi. Şirketlerin finansmana ayırdıkları kaynağın faaliyet kârına oranı önceki 10 yılda zaten yüzde 60 gibi yüksek bir seviyedeyken 2024’te yüzde 97’ye yükseldi.

“Rasyonellikten kopuk ekonomi politikalarının da etkisi”

Bugün sanayi sektörü üzerine tartıştığımız tüm sorunların temelinde kârsızlık, yani katma değer üretememek, ana faaliyetlerimizden kalıcı kazanç elde edememek bulunuyor. Sorunun giderek kronikleşmesinde, firmalarımızın da hatalı uygulamaları, yönetsel eksiklikleri ve hiç kuşkusuz yakın geçmişteki sürdürülebilir olmayan rasyonellikten kopuk ekonomi politikalarının da etkisi var.

Sanayimizin kârsızlık problemini yalnızca ücret, kur ya da faiz gibi geleneksel rekabet ve maliyet unsurlarına bağlamak, bizce konuyu basite indirgemek anlamına geliyor. Yaşanan sorun, bu unsurların çok ötesine geçen ve artık erteleyemeyeceğimiz yapısal bir verimlilik problemine işaret ediyor.

Ekonomiye anlamlı bir verimlilik katkısı sağlamadığı, iş modeli sürdürülebilir ve rasyonel olmadığı halde, kamunun finans ve teşvik paketlerinden neredeyse eşit ölçüde yararlanan çok sayıda firmanın var olduğu, bunun kaynak dağılımını önemli ölçüde bozduğu yönünde saptamalar var.

“Fonlama ve teşvik mekanizmalarını doğru bulmuyoruz”

Sanayi sektörümüzde yıllardır birikmekte olan fazla kapasite sorunu oluşmuş durumda. Problemin çözümüne hizmet etmeyen, üretim faaliyetinin kârlı olmasını sağlamayan fonlama ve teşvik mekanizmalarını doğru bulmuyoruz.

Bu konuların tüm ekonomik aktörler tarafından etraflıca ele alınarak ortak bir akıl oluşturularak çözüme kavuşturulması gerektiğine inanıyoruz.

OVP’nin en temel hedefi olan enflasyonla mücadelede temel mal kalemlerinde önemli bir mesafe kat edilmiş durumda ancak halen bu mücadelenin başarıya ulaşmasındaki büyük engel, başta kira ve eğitim olmak üzere hizmet kalemlerinin katılığını sürdürmesi dikkat çekiyor.

“Hizmet enflasyonu yüksek”

Sanayimizin satış fiyatlarını yansıtan yurt için üretici enflasyonu yüzde 20’lere kadar inmiş olmasına karşın, katılıkların devam ettiği hizmet sektörü enflasyonu ise halen yüzde 48’lerde seyrediyor. Bu nedenle Merkez Bankamız da enflasyonda ihtiyatlı duruşunu koruyor.

Türkiye’nin sanayi firmalarının üretim süreçlerinde verimliliği ödüllendiren, seçici ve performans odaklı bir dönüşüm programına ihtiyacı bulunuyor. Üretim hayatımızın yapısal sorunlarını tartışmak ve reform ajandasını hayata geçirmek için bugün çok daha uygun bir atmosferin olduğunu düşünüyoruz.

Sanayi sektörümüzü bekleyen çetin rekabet koşullarını, teknolojide ve yeşil dönüşüm alanında yaşanan baş döndürücü gelişmeleri düşündüğümüzde, bu ajandayı daha fazla ertelememiz zaten mümkün gözükmüyor.”

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Taksim ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.