Tarifeye uyan yok: Damacana su lüks oldu!

IMG_1431

Paketli içme suyu fiyatlarında zam furyası yaşanıyor. Son 1 yılda; nakliye, depolama ve çalışan ücretlerinde dişe dokunur bir değişim yaşanmazken, başta damacana olmak üzere bütün ambalajlı su fiyatları en az yüzde 50 zam gördü. İstanbul’da 19 litre damacananın satış tarife ücreti 110 lirayı geçmemesi gerekirken, fiyatlar 135 liradan başlayıp 195 liraya kadar çıkıyor.

Son bir yılda içme suyu fiyatlarındaki artış, vatandaşın cebini ciddi şekilde zorlamaya başladı. Bu dönemde damacana suya ortalama iki defa, bazı markalarda ise üç defa zam geldi. 19 litrelik damacananın fiyatı markasına göre (eve istendiğinde) 135 liradan başlayıp 190 liraya kadar çıkıyor.

Eğer elinizde iade edeceğiniz bir damacana yoksa, 250 ila 300 liraya kadar varan ücretlerle karşılaşmak mümkün. Geçen yıla kıyasla fiyatlar en az yüzde 50 oranında artmış durumda. Zam yalnızca damacana sularla sınırlı değil; 5 litrelik paketli sular 25 ila 75 lira, 1,5 litrelikler 15 ila 35 lira, 330 mililitrelikler ise markasına göre çok daha farklı fiyatlardan satılıyor.

Suyun maliyeti yüzde 3

Yapılan araştırmalar, satılan suyun maliyetinin toplam fiyat içindeki payının yalnızca yüzde 1 ila yüzde 3 arasında değiştiğini ortaya koyuyor. Yani 150 liraya satılan bir damacananın içindeki suyun gerçek maliyeti 1,5 ila 3 lira arasında. Geriye kalan 147 lira ise ambalaj, nakliye, personel giderleri, pazarlama ve reklam harcamalarına gidiyor. Oysa sektördeki tablo, bu gerekçelerin zamları haklı çıkarmadığını gösteriyor. Ambalajlarda dönüşümlü sistem hâlâ yaygın; nakliye tarafında da akaryakıt fiyatları son bir yılda kayda değer bir artış göstermedi. Personel maaşları da büyük oranda sabit kaldı. Buna rağmen fiyatlar hızla yükseliyor.

Tarifeye uyan yok

İstanbul Sucular ve Meşrubatçılar Odası verilerine göre, normal şartlarda İstanbul’da 19 litrelik damacananın 110 liradan satılması gerekiyor. Bu fiyat, TESK ve oda tarafından belirlenen resmî tarifeye dayanıyor. Ancak bugün bu tarifeye uyan marka neredeyse yok. Bazı küçük markalar “gelal kampanyası” gibi yöntemlerle bu seviyede satış yapsa da pazar payları yok denecek kadar düşük. İstanbul Sucular ve Meşrubatçılar Esnaf Odası Başkanı Ahmet Turan Akkaya, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Hiçbir gerekçe yokken yapılan zamları kabul etmiyoruz. Markaları Ticaret Bakanlığına şikâyet ettik” diyerek tepkisini dile getirdi.

Sektör yabancıların elinde

Türkiye Gazetesi’nin haberine göre Akkaya, “Pazarda yerli markalar neredeyse yok. İçme suyu gibi stratejik bir ürünün yabancı şirketlerin kontrolünde olması hem sağlık hem de fiyat açısından manipülasyona açık bir durum. Geçen yıldan bu yana akaryakıt bu kadar artmadı. Başka nakliyeyi etkileyen ne var bilmiyoruz. Bir anlamda yabancılar tarifeyi belirlemiş oluyorlar. Onlar ne isterse o oluyor. 22 su firması yabancıların. Pazarın önemli bölümünü ellerinde tutuyorlar” ifadelerini kullandı.

Kesilen cezalar yetersiz

Mayıs ayında Rekabet Kurumu, sektörün en büyük iki firmasına ortak fiyat politikası belirledikleri gerekçesiyle 26 milyon TL idari para cezası kesti. Ancak uzmanlara göre bu ceza, firmaların yüksek ciroları karşısında caydırıcı olmaktan çok uzak. Yüksek cirolara oranla bu miktarın “devede kulak” kaldığını belirten sektör temsilcileri, fiyat rekabetinin yerine sessiz bir kartel düzeninin oluştuğunu öne sürüyor.

En çok şikayet su piyasasında

Fiyat artışları kadar dikkat çeken bir diğer problem de hijyen ve hizmet kalitesi. Son aylarda özellikle damacana sularla ilgili “kirli, yosunlaşmış veya kötü kokulu bidonlar” en fazla şikâyet edilen konular arasında yer alıyor. Tüketiciler, bazı markaların dönüşümlü damacana sisteminde hijyene yeterince özen göstermediğini savunuyor. Kuryeler de benzer bir problem yaşıyor. Damacana su taşımak artık istenmeyen bir iş hâline geldi. Bu da teslimatlarda gecikmelere ve müşteri memnuniyetinin daha da düşmesine yol açıyor.

Restoranlarda fiyatlar fahiş

Restoranlarda satılan paketli su fiyatları da dikkat çekiyor. Kimi yerde bir şişe su 30 lira iken (330 ml) kimi yerde 90 liraya kadar çıkıyor. Kimi restoranlar bir şişe su satışından yüzde 500’den fazla kazanıyor. Konuyla ilgili bir örnek Aksaray’da yaşandı. İldeki bir restoranda iki adet 0,33 cl suyun 170 liraya satıldığı, şikâyet üzerine firmaya ceza kesildiği belirtildi. Bakanlığın ülke çapında fahiş su satışı yapanlarla ilgili denetime başladığı ifade edildi.

Teslimat ve hizmet ücretleri yüksek

Paketli su fiyatlarındaki değişim ve fiyat aralığı tüketicilerin tepkisine sebep oluyor. Eve sipariş verildiğinde fiyatlar 150 lirayı geçerken, toptancılarda ‘gel-al’ su fiyatları oldukça uygun. Mesela 19 litre damacana fiyatı 35 liraya kadar düşüyor. Aradaki neredeyse 4-5 katı bulan bu fark, tüketicilere “zam” değil, “teslimat ve hizmet bedeli” adı altında ekstra ücret ödemek mecburiyetinde bırakıldıklarını düşündürüyor.

Exit mobile version