TÜSİAD, Türk sanayisinin rekabet gücünü kapsamlı bir şekilde ölçen Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi (TÜSİAD-RGE) çalışmasını başlattı. 2025 ilk çeyreğinde yıllık yüzde 8,9 oranında düşen endeks, son 10 yılın en düşük seviyesi olarak ölçüldü. Endekse konu 10 sektörün tamamında son 2 yılda rekabet kaybı yaşandı.
TÜSİAD Türk sanayisinin rekabet gücünü ortaya koyacak önemli bir çalışmaya imza attı. TÜSİAD Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi (TÜSİAD-RGE) adı verilen çalışma ile Türkiye ekonomisinin temel ihracat pazarlarındaki maliyet bazlı rekabet şartlarının daha doğru anlaşılması, rekabet dinamiklerinin veri temelli tartışılması ve buradan yola çıkılarak politika önerilerinin oluşturulması amaçlanıyor. 2015 yılının ilk çeyreğinden başlayarak hazırlanan ve sonuçları her çeyrek sonunda açıklanacak olan endeksin tanıtım toplantısı dün yapıldı. Endekste ihracatçı imalatçı 10 sektörün iş gücü, ara malı, enerji ve finansman olmak üzere 4 ana maliyet kaleminde, hedef pazarlarda rekabet halinde oldukları ülkelere göre pozisyonları değerlendirildi. 2017=100 olarak kabul edilen endeksin 2025’in ilk çeyreğinde 86,1 değerine ulaştı. Bu değer yıllık bazda yüzde 8,9 düşüş anlamına gelirken, bu düşüşün 4,8 puanı ara malı maliyetleri, 3,2 puanı iş gücü maliyetleri ve 0,9 puanı finansman maliyetleri artışından kaynaklanırken enerji fiyatlarında son iki çeyrekte görülen gerileme rekabet gücüne sınırlı da olsa olumlu katkıda bulundu. En dikkat çekici olanı ise yılın ilk çeyreğinde 86,1 olarak hesaplanan rekabetçilik endeksi, veri setinin başlangıcı olarak alınan 2015 ilk çeyreğinden bu yana kaydedilen en düşük seviye oldu. Yani ihracatçı imalatçıların rekabet gücü 2015’in de gerisine düşmüş durumda.
İş gücü maliyeti en yüksek seviyede
Endekse ilişkin raporda maliyet bileşenlerinin detaylarına da yer verildi. Buna göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde, imalat sanayi sektörlerinin genelinde ara malı maliyeti rakip ülkelerle benzer bir eğilim göstererek bir önceki çeyreğe göre azalış kaydetti. Ancak, bu dönemde yurt içi maliyetlerdeki gerilemenin (yüzde -0,2) rakip ülke maliyetlerindeki gerilemeye (yüzde -0,9) kıyasla daha düşük kalması ihracatçı firmaların göreli maliyetlerine sınırlı da olsa olumsuz yansıdı. İş gücü maliyetine ilişkin olarak da 2018- 2021 dönemindeki düşüşün ardından 2022 yılının birinci çeyreğinden başlamak üzere ABD doları bazında belirgin artış gösterdi. Rakip ülkelerde iş gücü maliyeti, iki yıldır süregelen tedrici yükseliş eğiliminin ardından yılın ilk çeyreğinde yatay seyrederken, yurt içi iş gücü maliyetinin ise 2024 yılının son çeyreğinde endeks tarihindeki en yüksek seviyesine ulaştıktan sonra 2025 yılı ilk çeyreğinde yüzde 1 oranında, sınırlı bir azalış kaydettiğini görülüyor. 2023 yılının ikinci yarısından itibaren yurt içi enerji maliyetinin rakip ülkelerle benzer bir eğilim sergileyerek toplam üretim maliyet artışlarını sınırladığı anlaşılıyor.
Rapora göre, 2024 yılının genelinde görece durağan bir seyir izleyen yurt içi enerji maliyet endeksi yılın son çeyreğindeki gerilemesinin ardından 2025 yılı ilk çeyreğinde de bir önceki çeyreğe göre yüzde 6,3 oranında düştü.
İhracatçı finansmanda da negatif ayrıştı
Böylelikle son iki çeyrekte enerji maliyetleri rakip ülkelerde değişim göstermezken yurt içinde yüzde 11 oranında azalarak Türkiye ihracatçı imalat sanayi sektörlerinin rekabet gücüne olumlu katkıda bulundu. Endeksteki en merak edilen maliyet kalemi ise finansmandı. Rapora göre, kredi faiz oranları ve üretim maliyetlerindeki yükselişe bağlı olarak, yurt içi finansman maliyetinde 2023 yılının üçüncü çeyreğinde başlayan yükseliş 2024 yılının genelinde devam etti. Aynı dönemde rakip ülkelerde daha sınırlı artış eğilimi gözlenirken, 2025 yılının ilk çeyreğinde yurt içi finansman maliyeti endeksinin artış hızındaki yavaşlama belirginleşirken, endeks bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,8 oranında arttı. Aynı dönemde rakip ülkelerin finansman maliyetinin düşmesi nedeniyle finansman maliyeti endeksi TÜ- SİAD-RGE’nin gerilemesine etki etmeye devam etti.
Turan: ABD’nin gümrük vergileri küresel ekonomi için ciddi risk
Yeni endeksin tanıtım toplantısının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, endeksin oluşturulma yöntemi ve sonuçlarına dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Etkinliğin açılışında konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, küresel ekonomide büyük belirsizliklerin yaşandığını belirtirken, “ABD yönetiminin uygulamaya başladığı gümrük vergileri, önümüzdeki birkaç yıl küresel ekonomi için en ciddi risklerden biri olarak ön plana çıkıyor. Öte yandan; coğrafi konumu, altyapı yatırımları ve sofi stike özel sektörüyle Türkiye, doğru adımları atarak AB gibi ortaklarıyla ekonomik entegrasyonunu derinleştirebilir ve küresel değer zincirlerindeki konumunu güçlendirebilirse, olası ticaret savaşlarından avantajlı çıkan ülkelerden biri olabiliriz” dedi. Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı payın 2024 itibariyle yüzde 1,08 düzeyine geldiğini söyleyen Turan, “Ekonomimizin potansiyelinin çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Önümüzdeki dönemde dış ticaretimize dair doğru politikalar inşa ederek ve doğru alanlara yatırımla küresel ticaretten aldığımız payı yükseltebiliriz. Bunun için de salt ihracatımızı ya da yurt içindeki maliyet süreçlerini tartışmamız yeterli olamıyor; önemli pazarlarımızda rakiplerimiz nasıl avantajlı konuma geçiyor, onların maliyet süreçleri nasıl şekilleniyor, tüm bunları doğru analiz etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. TÜSİAD-RGE ile Türkiye’nin maliyet bazlı rekabet gücüne dair kapsamlı ve detaylı bir veri seti üzerinde çalışıldı. Bu önemli çalışma bize, Türkiye’nin ihracat pazarlarında rekabet şartlarının ne durumda olduğunu veri temelli ölçme imkanı verecek. Bu çalışmanın, maliyet bazlı rekabet gücümüze katkı sağlayacak politika önerileri geliştirmeye yardımcı olacağına da inanıyoruz” diye konuştu.
■ Sektörel kırılımlar da paylaşılacak
Etkinlikte Gazeteci Açıl Sezen’in moderatörlüğünde, TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, Saha Analytics Kurucu Ortağı & CEO’su Oğuz Atuk ve Saha Analytics Kurucu Ortağı Doç. Dr. Şeref Saygılı’nın yer aldığı bir de panel yapıldı. Panelde öne çıkan notlar şu şekilde:
■ 2023’ün 3. Çeyreğinden itibaren ciddi rekabet kaybı var.
■ 2020’de sonra tüm ülkelerde maliyetler ciddi oranda artmış; ancak son 2 yılda dünyada dolar bazlı maliyet yatay seyrederken Türkiye’de artıyor.
■ Endekste yer alan 10 sektör gıda, tekstilgiyim- deri, kimya, plastik ve kauçuk, diğer metalik olmayan mineraller, ana metal, fabrikasyon metal, elektrikli teçhizat, makine imalat ile motorlu kara taşıtları.
■ Tüm sektörlerde son 2 senede göreli rekabet kaybı var. Rekabetçilikte daha iyi olan sektörler gıda, işlenmiş metal ve makine imalat olarak öne çıkarken; rekabetçilikte en sıkıntılı durumda olan 3 sektör ise ana metal, kimya ve tekstilgiyim- deri olarak sıralanıyor.
■ Çalışma kapsamında ilk etapta ana endeks paylaşılacak; planlanan 1,5 yıl sonra sektörel çıktıların da detaylı şekilde paylaşılması yönünde. – Enerji maliyetleri açısında Türk imalatçıların rekabet avantajı söz konusu.
■ Reel efektif döviz kuru ile TÜSİAD-RGE tarihsel gelişimde zaman zaman birbirine yakınsıyor. 2025 ilk çeyrek verilerine bakıldığında ÜFE bazlı reel kura göre 2015’e göre daha iyi bir görüntü varken, TÜSİADRGE’DE ise daha kötü bir tablo söz konusu.