İran-İsrail savaşı: Bilinmesi gereken 4 şey

IMG_3933

İsrail 13 Haziran’da İran’ın nükleer programını hedef aldığını söyleyerek geniş çaplı bir hava saldırısı başlattı. İsrail ile İran arasındaki karşılıklı saldırıların altıncı gününde iki taraf da henüz geri adım atmadı.

İsrail’in İran’ın başkenti Tahran için ‘tahliye‘ çağrısının ardından saldırıların giderek şiddetleneceği ihtimali başkentlileri şehri terk etmeye zorluyor.

Öyle ki Tahran’da yaşam neredeyse durma noktasına geldi; meşhur Kapalıçarşı dahil çoğu dükkan kapatıldı, insanlar benzin kuyruğuna girdi ve şehir dışına çıkan yollar tıkandı.

İsrail ordusu salı 12 farklı bölgede ‘İran’ın kalbine bir dizi geniş çaplı saldırı’ düzenlediğini bildirdi.

İsrail 13 Haziran’dan bu yana İran’da 239’u sivil en az 585 kişiyi öldürdü, 1300’ü aşkın insanı yaraladı.

NPR’a konuşan işsiz moda tasarımcısı Zehra, başkenti terk etmeye çalıştığını fakat bütün yolların kapalı olduğunu söyledi: ”Canımızı ve sevdiklerimizi nasıl kurtaracağımızı kara kara düşünüyoruz. Hepimizin aklında tek düşünce var: Füzelerden nasıl kaçabiliriz?”

Dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yla telefonda görüşen ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi akşamı sosyal medya hesabından sivilleri Tahran’ı terk etmeye çağırmıştı: ”İRAN’IN NÜKLEER SİLAHI OLAMAZ. Herkes derhal Tahran’ı tahliye etmeli.”

Trump salı bir adım daha ileri gitti ve İran’ın ‘koşulsuz şartsız teslim olmasını’ istediğini yazarak İran’ın ruhani lideri Ali Hamaney’in nerede saklandığını bildiklerini, ama ‘şimdilik’ onu öldürmeyeceklerini söyledi. Buna karşılık İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamaney’i öldürmenin ‘çatışmayı şiddetlendirmeyip aksine sona erdireceğini’ savundu.

İşte çatışmaya dair bilinmesi gereken dört şey:

1- Birçok sivil çatışmanın ortasında kaldı

İsrail, İran’a nükleer silah üretmesini engellemek için saldırdığını iddia ediyor ve İran’daki askeri ve nükleer tesisleri ‘nokta atışı’ hedeflediğini söylüyor; öyle ki şimdiye dek birçok komutanı ve nükleer bilimciyi öldürdü.

Fakat aynı saldırılarda en az 20’si çocuk 239’dan fazla sivili öldürdü.

Nükleer programının barışçıl olduğunu söyleyen İran ise misilleme olarak İsrail’e 400 füze ve yüzlerce drone ile saldırarak şimdiye kadar en az 24 kişiyi öldürdü, yüzlerce kişiyi yaraladı.

Kimi füzeler başkent Tel Aviv’deki yerleşim yerlerine isabet etti ve ciddi hasara yol açtı. Fakat İran’ın başkente fırlattığı yüzlerce balistik füzenin birçoğu İsrail savunma sistemlerince püskürtüldü.

İsrail ile İran en son geçen ekimde olmak üzere daha önce birçok kez birbirlerine saldırdılar. Fakat hiçbiri bugünkü kadar uzun sürmemiş ve ölümcül olmamıştı.

2- İran’daki tüm nükleer tesisleri yok etmek kolay değil

İran’da Natanz ve Fordo gibi önemli bazı nükleer tesisler yeraltında ve sıkı korunuyor.

Örneğin ülkedenin en büyük nükleer tesislerinden Fordo’daki ekipmanlar bir dağın derinlerinde gömülü olduğundan İsrail, tesise saldırmak için 14 tonluk ‘sığınak delici bombalar’a ihtiyaç duyuyor. Fakat gerekli silahlara sahip olmadığından özellikle bu bombalara erişebilmek için ABD’nin savaşa doğrudan dahil olmasını istiyor.

Pazartesi BBC’ye konuşan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) yöneticisi Rafael Grossi, ülkedeki en büyük uranyum zenginleştirme tesisi Natanz’daki 15 bin santrifüjün tekmil ciddi zarar görmüş olabileceğini söyledi.

Fordo’nunsa neredeyse hiç zarar görmediğini belirtti.

3- İsrail’in nihai hedefi belirsiz

Netanyahu pazartesi bir basın toplantısında İsrail saldırılarının İran’ın nükleer programını ‘epey bir geriye götürdüğünü’ söyledi. Ayrıca İsrail’in, İran’ın nükleer gücünü yok edene değin savaşmayı sürdüreceğini vurguladı ve ekledi: ”İran rejimi zaten çok zayıf.”

Pazartesi ABC’yle söyleşen Netanyahu, Hamaney’i öldürmenin ‘çatışmayı bitireceğini’ söylese de uzmanlar, İsrail’in şimdilik o kadar ileri gitmeyeceğini düşünüyor.

Bağımsız düşünce kuruluşu Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda araştırmacı Aaron David Miller, İsrail’in İran’da rejim değişikliği hedefi olmadığını ve İran’ın nükleer programını geriletmek için aralıklara saldırmayı planladığını söylüyor.

4- ABD savaşa dahil olabilir

İsrail F-35 gibi ABD yapımı ileri teknoloji savaş uçaklarını kullanıyorsa da, 14 tonluk ‘sığınak delici bombalara’ ve bunları tedarik etmek için B-2 bombardıman uçaklarına ihtiyaç duyuyor, ama bu silahlara yalnızca ABD sahip.

Miller bu durumun İsrail’i zor duruma soktuğu görüşünde: ”Tahran’ın (nükleer) programını tek başlarına yok edemezler. Kaldı ki becerememeleri yenilgi olarak algılanır.”

Dolayısıyla İsrail, İran’ın nükleer programına kayda değer bir hasar verebilmek için ABD’nin desteğine ihtiyaç duyuyor. ABD’nin savaşa doğrudan müdahil olup olmayacağıysa belirsiz.

ABD’nin eski İsrail büyükelçisi Daniel Shapiro, ABD’nin savaşa dahil olması halinde bazı bedeller ödeyeceğini vurguladı: ”İran misilleme yaparak Körfez ülkelerindeki ABD üslerine saldırabilir. Veya (petrol ve doğalgaz ticaretinde önemli geçiş yolu) Hürmüz Boğazı’na abluka uygulayabilir. Böylece onlar acı çekerse dünyanın da acı çekeceğini göstermiş olurlar.”

Nitekim The New York Times’a konuşan ABD’li yetkililer, nükleer tesislerine olası bir saldırıda İran’ın Hürmüz Boğazı’nı mayınlayacağını düşündüklerini söyledi.

Trump, İran’ın ABD’ye saldırması halinde Amerikan ordusunun ‘var gücüyle’ karşılık vereceğini söylerken, Hamaney ‘aklı başında biri İran’ı tehdit etmez’ diye yanıt verdi.

Exit mobile version