Ekrem İmamoğlu: ‘Kaybedersek sorumlu biziz’

IMG_1250

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, erken seçimin olup olmayacağına halkın karar vereceğini belirtti. İmamoğlu “Bugün itibariyle bu seçimi kazanacak bir iktidar önümüzde yoktur. Bu seçimi kaybedersek bir tek muhalefet olarak biz kaybederiz. Kendi hatalarımızla, eksiklerimizle, uyuşmazlığımızla ya da hazırlıksız olmamızla kaybederiz” dedi.

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda CHP Lideri Özgür Özel’in, kendisi ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş için kullandığı “sağ-sol forvet” tanımlamasına katılmadığını ve bu eleştirisini, Özel’e de ilettiğine belirten İmamoğlu, pozisyonlarını, “aynı hedefe koşan takım arkadaşı” olarak nitelendirdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı (TBB) görevini de yürütüyor. İmamoğlu, TBB toplantısı için geldiği Ankara’da basın ve televizyon kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi.

CHP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı için en güçlü iki isimden biri olan İmamoğlu, daha önce farklı yorumlanabileceği ve dedikodulara yol açabileceği gerekçesiyle böyle bir toplantıya fırsat bulamadığını belirtti ve TBB Başkanı olarak bu toplantıyı gerçekleştirdiğini ısrarla vurguladı.

İmamoğlu, bu toplantının “Ankara’ya ısınıyor, Ankara’ya açılıyor” biçiminde yorumlanmasının doğru olmayacağını ifade etti.

‘Seçimi hatalarımız, eksiklerimiz, hazırlıksız olmamızla biz kaybederiz’

Türkiye’de büyük bir çürüme ve çöküş olduğunu belirten İmamoğlu’na, bir çıkış yolu olarak bir erken seçim bekleyip beklemediği sorusu yöneltildi. İmamoğlu, erken seçime ‘milletin karar vereceğini’ ifade etti. Ancak İmamoğlu, önümüzdeki seçimlere ilişkin de bir özeleştiri yaptı:

“Bugün itibariyle bu seçimi kazanacak bir iktidar önümüzde yoktur. Bu seçimi kaybedersek bir tek muhalefet olarak biz kaybederiz. Kendi hatalarımızla, eksiklerimizle, uyuşmazlığımızla ya da hazırlıksız olmamızla kaybederiz.

“Bu manada da buna fırsat vermeyecek bir muhalefet yapısını kurmak, toplumsal muhalefeti güçlü bir biçimde bir araya getirmek, çocuklarını dahi, gençlerini dahi Türkiye’nin geleceğini nasıl hazırlayacağını, kalem kalem her konuda izah edecek hale getirecek bir muhalefet duruşu ve ortak aklın hakim olduğu bir ortam bize seçimi kazandırır.”

İmamoğlu bu özeleştirisinin altını çizdi ve hatta toplantının sonunda bir kez daha bu ifadeleri tekrarladı.

‘Yargı tacizine uğruyorum’

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine “ahmak” dediği iddiasıyla yargılandığı ve hakkında siyasi yasak istenen davayla ilgili değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, kendisinin adalete inancını korumak istediğine vurguladı.

Dava yargıcının teamüle uygun olmayan şekilde değiştirilip, Samsun’a sürüldüğünü anımsatan İmamoğlu, AKP’li bir belediye Meclis üyesinin de “’Hakimin Samsun’a neden sürüldüğünü birazdan anlatacağım” sözleriyle bunu itiraf ettiğini vurguladı.

İmamoğlu, “yargısal tacize uğradığını” söyledi:

“İşin özü şudur; ben kimseye ‘ahmak’ demedim. Bana ‘ahmak’ diyene sözümü iade ettim, çok net. Ben ciddi bir yargısal tacize uğradığımı düşünüyorum. Bazen yurt dışında soranlar oluyor, anlatın diye, nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Utanıyorum ve anlatamıyorum.”

Yargıyı silah olarak kullanıp, siyasi menfaat sağlamanın, millette karşılığı olmadığını, bunun en somut örneğinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi süreci olduğunu belirten İmamoğlu, “Bu millet mağdur edilenin yanında olduğunun ve bunun en güçlü cevabını da 23 Haziran 2019’da verdiğini daha dün yaşadınız. O bakımdan umarım bu yanlıştan dönerler” dedi.

‘Bu işin sağ açığı, sol açığı olmaz, takım arkadaşıyız’

Sık sık “Cumhurbaşkanlığına aday mısınız?” sorusuyla karşılaşan İmamoğlu da aynı soru toplantıda da yöneltildi.

“Günü geldiğinde, tabii bakarız” diyen İmamoğlu, adaylığa günü geldiğinde ”milletin”, ”partisinin” karar vereceğini ifade etti.

İmamoğlu, CHP Lideri Özgür Özel’in, cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili “Sağ açık Mansur Yavaş, sol açık Ekrem İmamoğlu” tarifine katılmadığını da ilk kez bu toplantıda açıkladı:

“Ben bu mevki işine hiç sıcak değilim, daha doğrusu pozisyon meselesine. Biz takım arkadaşıyız, yol arkadaşıyız. Bu işin sağ açığı, sol açığı olmaz. Yol arkadaşlığı müessesesi benim için önemlidir. Bunu ben genel başkanımla da paylaştım bu arada, yani paylaşmadığım bir duygu değil. Ve yol arkadaşlığı, takım arkadaşlığı meselesinin hedefi tektir. Ve biz o hedefe koşan insanlarız. O takımın içindeki insanlarız. Günü geldiğinde dediğim gibi hem partimizin kurulları hem de milletimiz en doğru kararı verecektir.”

Bu konuda Özel’e yaptığının “sempatik eleştiri” olduğunu vurgulayan İmamoğlu, Özel’in de kendisine hak verdiğini ifade etti.

‘Her gün erken seçim demek yerine, sorun çözmeliyiz’

İmamoğlu’nun Özel’e ikinci eleştirisi ise “erken seçim çağrısı” konusunda oldu. Özel’in ısrarlı çağrılarının anımsatılması üzerine İmamoğlu, erken seçimin zamanlamasını bilemeyeceğini vurgulayarak, “Bir muhalif partinin her gün ‘erken seçim’, demesi yerine, ben partimin her gün ülkenin sorunlarına çözüm önerilerini anlatan bir parti olmasını daha doğru bulurum” yanıtını verdi.

İmamoğlu, Yavaş ve Özel ile parti içinde diyalog kanallarının açık olduğu mesajı da verdi:

“Ortak akıllıla süreci en doğru yere ulaştırmak konusunda kararlı bir ekibiz. Genel başkanım en az benim kadar kararlı. Bu konuda birbirimizi tamamlayarak, birbirimize katkı sunarak en başından beri mutlaka bu az önce söylediğimiz bütün olumsuzlukların müsebbibi süreci sona erdirerek, Türkiye’yi çok aydınlık bir sürece taşımak konusunda karalı bir ekibiz.”

‘Parlamenter sistem’e dönülecek mi?

İmamoğlu, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde parlamenter sisteme dönmeye sıcak bakmadığı yorumlarına da yanıt verdi.

Cumhurbaşkanının mevcut sistemle seçileceğini anımsatan İmamoğlu, “kontrolsüz” dediği mevcut sistemin değişmesini istediğini vurguladı.

Sistemi düzeltmek için yeni anayasaya ihtiyaç olmadığını vurgulayan İmamoğlu, “Ama bu ülkenin gerçekten iyi bir anayasa düzeni için, gerçekten bugünü temsil eden doğru bir parlamentoya kavuşması lazım. Umarım o parlamento, doğru bir süreçte, iyi bir çoğunlukla ülkemizin demokratik ve hukukun üstünlüğü kavramlarıyla geleceğini hazırlayacaktır” görüşünü dile getirdi.

CHP Genel Başkanı olmak istiyor mu?

Son dönemde CHP kulislerinde, İmamoğlu’nun hakkındaki davadan siyasi yasak kararı çıkması ihtimaline karşı, CHP Genel Başkanı olması formülünün devreye sokulabileceği iddiaları konuşuluyor.

“CHP Genel Başkanı’na siyasi yasak getirmenin daha zor olacağı” gerekçesiyle bu iddia dillendiriliyor. İmamoğlu, bu soruya temkinli yanıt verdi:

“Ben öyle bir fırsatçı insan değilim. Yani böyle bir gündemin bir parçası olmam. Olmadım da… Partimin genel başkanı var. Gerçekten böyle bir ‘sıradan dava’ bile denmeyecek bir meselenin işte kurtuluşu ‘partiye, genel başkanı ol’ vesaire… Ben görevimin başındayım ve İstanbul’a hizmet ediyorum. Böylesi bir kavramla değil ama bir süreç gelişir, oluşur ya da dönemimin sonu olur, başka bir vesile olur… Oluşana kadar da İstanbul’a hizmet etmeyi çok önemli buluyorum ve başarılı olmayı istiyorum. Öyle bir gündemim yok.”

Değişim talepleri karşılık buldu mu?

İmamoğlu, parti yönetiminde yaklaşık bir yıl önce gerçekleşen değişim anımsatılarak, “değişim talepleri karşılandı mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Tabii ki eksiklerimiz var ama güzel olan şu; biz eksiklerimizi konuşuyoruz. Yani daha dün bile konuştuk. Haftada bazen iki kez konuşuyoruz. Benim şahsen tespit ettiğim ya da ekibimizin tespit ettiği ne varsa bunları anında genel merkezle paylaşan mekanizmalarımız var.

“Benim bizzat Genel Başkanla konuşmak ve paylaşma konusunda hiçbir engelim, hiçbir sınırım yok. Kaldı ki benzer bir durumu bana yaşatan bir Genel Başkanımız var. O muazzam bir fırsat alanı doğuruyor bize. Eksiklerimizi de birebir çok açık konuşabiliyoruz. Sadece ikili olarak da değil, kurullar çerçevesinde de dönem dönem konuşuyor, tartışıyoruz.”

CHP’nin oyunun düştüğü eleştirilerini de değerlendiren İmamoğlu, anketlerde büyük oranda partisinin birinci olma konumunu sürdürdüğünü, ancak “tarafsız seçmen”in büyüdüğünü ifade etti.

Başarı için her günün, saatin önemli olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Umarım genel başkanımızın partimizdeki başarısı bizlerin şu anda aldığı şehirlerinde ya da ülke genelinde aldığımız sorumluluklardaki başarımız bizi iktidara taşıyacağına da inancım tamdır” dedi.

İmamoğlu, bir kez daha özeleştirisini anımsatıp, “Bu seçimi iktidar kazanamaz. Ancak biz istersek kaybederiz. Biz de milletimiz adına, milletimizin kazanması için kararlı bir ekibiz” diye konuştu.

‘Yumuşama’ adımları: ‘Seçim stratejisiyse hiç getirmesinler’

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, Meclis’in yeni yasama yılı açılışında, DEM Partililer’in elini sıkması ile başlayan siyasette yumuşama atmosferi, “yeni çözüm süreci mi başlıyor?” sorularını gündeme taşımıştı.

İmamoğlu, ”Kürt sorununun, ülkenin en önemli sorunu” olduğu belirtirken, el sıkmanın değerli olduğunu, ancak Meclis ve toplumsal zeminde konunun tartışılması gerektiğini söyledi. Ancak iktidarın samimiyeti konusundaki kuşkusunu da dile getirdi:

“Benim tek dileğim ve isteğim bir an önce bu konuyla ilgili çözüm süreçlerinin, problemlerin tartışma süreçlerinin en uygar, medeni şekilde olgunlaşması. Buna ihtiyaç var. Ama bu bir seçim stratejisi ise, masaya pazarlık unsuru olarak getirilecekse valla hiç getirmesinler. Zarar verirler yarın iyi bir dönemin oluşmasına. Pazarlık değil, samimi konuşulma meselesi bu.”

İmamoğlu, İstanbul Barosu Başkanı seçilen İbrahim Kaboğlu’nun, Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili yaptığı “Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir” açıklamasını eleştirdi.

Kaboğlu’nun “talihsiz bir başlangıç” yaptığını belirten İmamoğlu, “Anayasa’nın ilk dört maddesi gayet olumlu bir biçimde, gayet güçlü bir biçimde tariflenmiştir ve bu dört maddenin Türkiye’mizde mevzu edilecek bir pozisyonu ve durumu yoktur. Bu çok net” dedi.

FETÖ’nün ölümü: ‘Başka örgütlerin üreme kapasitesi var’

FETÖ lideri Fethullah Gülen’in ölümünü de değerlendiren İmamoğlu, “Türkiye’nin bir dönemine kara bir leke olarak işlenen örgütsel yapının başındaki insanı vefatından sonra Allah’a havale ediyorum, Allah bildiği gibi yapsın isterim” dedi.

Gülen’in, Türkiye’ye büyük bir travma yaşattığına işaret eden İmamoğlu, göz yumulması halinde, Türkiye’de benzer örgütlerin “üreme kapasitesi” olduğuna işaret etti.

Exit mobile version