Dünya Sağlık Örgütü’ne şirketlerden gelen ‘kaynağı belirsiz’ bağışlar artıyor

IMG_9394

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Vakfı’nın 2020’de kurulduğundan bu yana şirketlerden aldığı kaynağı belirsiz bağışların miktarı arttı. Bazı uzmanlar ve aktivistler, kurumun politikalarında büyük şirketlerin etkisinin giderek arttığından endişeli.

Kamuya açıklanan son verilere göre DSÖ Vakfı 2023 sonuna kadar şirketlerden yaklaşık 83 milyon dolar bağış aldı. Ayrıca yeni rapora göre bu bağış miktarının neredeyse yüzde 60’ında bağışçıların kimliği gizlendi.

Vakfa gelen kaynağı belirsiz bağışlar her yıl artıyor. Öyle ki 2023’teki bağışların yüzde 80’i, yani en az 100 bin doları anonim kaynaklardan geldi. Bu oran, vakfın kurulduğu yıldakinden yüzde 15 fazla.

DSÖ, bağışlara ‘Covid’ gibi genel kullanım alanları atfetse de, en büyük pay ‘operasyonel giderler’ kategorisinde toplanıyor. Ama uzmanlar bu terimin bir hayli muğlak olduğunu ve denetimleri zorlaştırdığını vurguluyor.

The Guardian’ın aktardığına göre DSÖ Vakfı’yla ilgili raporun yazarları şöyle dedi:

”Analizler mevcut bağışçı şeffaflığının düşük seviyede olduğunu gösteriyor. Bu durum DSÖ’nün itibarını zedeleyebilir ve bazı bağışçıların kuruma orantısızca nüfuz etmesine yol açabilir.”

Öncelik DSÖ’nün değil, bağışçıların

Öte yandan raporun yazarlarına göre kamuoyuna açıklanan kurumsal bağışlar, paranın DSÖ’nün değil bağışçıların öncelikleri doğrultusunda verildiğini gösteriyor.

Bu bulgulardan kısa süre önce ABD, küresel sağlık politikalarını destekleyen İsviçre merkezli Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşu DSÖ’ye fonu kesmişti. Finansal olarak zor duruma sürüklenen kurum, özellikle kurumsal bağışçıların desteğine giderek daha çok ihtiyaç duyabilir.

DSÖ’nün başlıca finansmanını BM üyesi devletler ve Bill ve Melinda Gates Vakfı sağlıyor.

Fakat gözlemciler, kaynağı belirsiz paraya bağımlılığın artması nedeniyle DSÖ’nün güvenilirliğinin ve misyonunun darbe alabileceğini söylüyor.

Tabii yalnızca DSÖ Vakfı değil, birçok BM kuruluşu da giderek daha fazla kurumsal bağışlara dayanıyor. Üstelik kurumsal bağışları takip etmek için bir sistem yok, ama 2017’deki bir makaleye göre sadece geçen yıl 3,1 milyar dolar bağış yapıldı.

O makalenin yazarları, ”Kurumsal aktörler bu ortaklıkların karar verme süreçlerine sistematik olarak dahil oluyor” diye yazmıştı.

‘Kurum ne saklamaya çalışıyor?’

DSÖ daha önce kaynağı belirsiz bağışların yıllık bütçesinin yalnızca yüzde 1’ini oluşturduğunu bildirmişti. Fakat uzmanlara ve sivil toplum temsilcilerine göre bu oran her yıl ciddi şekilde arttı.

Kar amacı gütmeyen şeffaflık savunucusu grup US Right To Know’un direktörü Gary Ruskin, ”Mühim soru şu: Kimliği belirsiz bağışçıların DSÖ üstündeki etkisi ne? Ve kurum ne saklamaya çalışıyor?” diye sorguladı. ”Bağışçılar DSÖ’yü etkilemeye çalışıyor mu? Hiç de şaşırtıcı olmazdı.”

DSÖ silah ve tütün şirketlerinden para kabul etmediğini vurguluyor. Fakat raporun yazarlarına göre kurum hala kamu sağlığını olumsuz etkileyen sektörlerden -aşırı işlenmiş gıda, alkol, kimyasal veya fosil yakıt- dolaylı bağışlar alıyor olabilir.

‘DSÖ güvenilir olmak istiyorsa paranın kaynağını söylemeli‘

DSÖ, US Right To Know’a açıklamasında, çıkar çatışmasını önlemek için kurum içinde belli başlı protokoller ve sıkı bir denetim süreci bulunduğunu belirtti.

Fakat bazen kamuya açıklanan bağışlar bile ‘çıkar çatışması’ tartışmasına sebep oluyor.

Örneğin sosyal medyanın çocukların ruh sağlığını olumsuz etkilediğine ilişkin kaygılara rağmen Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın çatı kuruluşu Meta, DSÖ’nün iletişim ve dijital sağlık departmanına bağış yapıyor.

Rapora göre Meta aynı zamanda DSÖ’nün fonlarının kesilmesini savunan bazı siyasetçilere de bağış yapmıştı.

Gary Ruskin DSÖ’nün güvenilirliğinin giderek zedelenebileceğini belirtiyor: ”Kamu sağlığı doğrudan kamu güvenine bağlıdır. DSÖ güvenilir olmak istiyorsa paranın kaynağını bize söylemeli.”

Exit mobile version