ABD Başkanı Donald Trump, “(Cumhurbaşkanı Tayyip) Erdoğan’ı seviyorum, o da beni seviyor” dedi.
Trump bugün Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu ağırladı.
Netanyahu, “Suriye’de Türkiye’yle çatışma istemiyoruz” dedi. Trump’sa Türkiye’nin Suriye’deki varlığının İsrail açısından sorun teşkil etmememesini sağlayabileceğini, Türkiye ile İsrail arasındaki sorunları çözebileceğini belirtti.
‘Türkiye’yle çatışma istemiyoruz’
İki lider Oval Ofis’te açıklamalar yapıp gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Netanyahu, Trump’ı İsrail ve Yahudi halkı için ‘olağanüstü bir dost’ diye tanımladı.
İsrail başbakanı, Gazze’deki rehine konusunu görüştüklerini belirterek bir anlaşma üzerinde çalıştıklarını söyledi. Trump’sa Gazze’deki savaşın ‘çok uzak olmayan bir zamanda’ sonlanacağını belirtti.
Suriye konusunu da ele aldıklarını belirten Netanyahu, bölgeyi Türkiye ya da başka bir ülkenin üs olarak kullanmasını istemediklerini belirterek şöyle konuştu:
“Türkiye’yle çatışma istemiyoruz. Başkan Trump’ın Türkiye lideriyle çok iyi bir ilişkisi var. Bu çatışmayı çeşitli şekillerde nasıl önleyebileceğimizi görüştük. Türkiye’yle bu çatışmanın nasıl önlenebileceğini konuştuk. ABD başkanından daha iyi bir arabulucunun olduğunu düşünmüyorum.”
‘Cumartesi İran’la görüşeceğiz’
Trump, kendisinin açık ara İsrail’in görmeyi düşündüğü ‘en iyi başkan’ olduğunu söyledi. “Böyle olmak, benim için bir onurdur” dedi.
Özellikle İran konusunu kapsamlı görüştüklerini belirten Trump, İran’la bir anlaşma yapılabileceği mesajını verdi:
“İran’la doğrudan görüşüyoruz. Belki de harika olacak bir anlaşma yapılacak. Bu, İran için gerçekten harika olur, bunu söyleyebilirim. Cumartesi günü en üst düzeyde bir araya geleceğiz ve nasıl sonuçlanacağını göreceğiz.”
‘Erdoğan’ı seviyorum, o da beni seviyor’
Trump’a ‘Türkiye’nin Suriye’yi istikrara kavuşturacağına dair söylemleri’ soruldu.
ABD başkanı, Erdoğan’la harika bir ilişkisi olduğunu ve Türkiye’nin Suriye’deki varlığının bir sorun olacağını düşünmediğini söyledi.
İsrail’in Türkiye’nin Suriye’de daha fazla kontrol sahibi olmasıyla ilgili her türlü sorunu da ‘çözebileceğini’ belirtti.
‘Erdoğan’la ilişkimiz harika’
Erdoğan’dan ‘güçlü ve zeki biri’ diye bahseden Trump şöyle konuştu:
“Erdoğan adındaki bir adamla harika bir ilişkim var. Hiç duydunuz mu adını? Medyanın sinirleneceğini biliyorum, ‘Erdoğan’ı seviyormuş’ diyecekler, ama Erdoğan’ı seviyorum, o da beni seviyor. Hiç sorunumuz olmadı ve az şey atlatmadık kendisiyle. Ve hiç sorun yaşamadık. Her zaman… (Rahip Brunson vakasına* gönderme yaparak) Hatırlarsanız rahibimizi geri aldık Türkiye’den. Büyük olaydı o zamanlar.
(Netanyahu’yu kastederek) Başbakana da söyledim, ‘Türkiye’yle aranızda bir sorun varsa ben halledebilirim’ dedim. Dediğim gibi Türkiye’yle ve lideriyle çok çok iyi bir ilişkim var. Dolayısıyla bir sorun olacağını hiç sanmıyorum.
‘Hakkını vermeniz lazım‘
Şunu da söylemem lazım. (Erdoğan’ı kastederek) Ona dedim ki ‘Tebrikler… 2 bin yıldır kimsenin yapamadığını yaptın, Suriye’nin kontrolünü ele aldın.’ Başka isimlerle ama sonuçta aynı şey. ‘Hayır, hayır, hayır ben değildim’ dedi. Ben de, ‘Yok yok sendin, biliyorum. Ama öyle diyorsan öyle olsun’ dedim. Bunun üzerine, ‘Peki peki, belki biraz’ dedi. Bakın, (Erdoğan) güçlü ve zeki biri. Kimsenin başaramadığı bir şeyi başardı. Hakkını vermeniz lazım.
(Netanyahu’ya dönerek) Yani, Türkiye’yle ne sorununuz varsa çözebilirim… Tabii makul olmanız şartıyla… Makul olmanız lazım. Makul olmamız lazım.“
*15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin başlayan soruşturmalar kapsamında İzmir’de gözaltına alınan Amerikalı rahip Andrew Craig Brunson, 9 Aralık 2016’da tutuklanarak cezaevine gönderildi.
‘FETÖ’ye ve PKK’ya üye olmamakla birlikte ‘örgüt adına suç işlemek’ten 15, ‘casusluk’tan da 20 yıl olmak üzere 35 yıl hapsi istendi.
AKP iktidarının ‘FETÖ elebaşı’ Fethullah Gülen’le takas çabası sonuç vermedi. Tam tersine Trump başkanlığındaki ABD yönetimi Türkiye’ye yaptırımlara varan baskı uygulamaya başladı.
Brunson, 25 Temmuz 2018’de sağlık sorunlarından ötürü ev hapsine alındı.
12 Ekim 2018’de görülen duruşmada üç yıl bir ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Yattığı süre göz önüne alınarak ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı kaldırılarak tahliye edildi. Aynı gün ülkesine döndü.
O dönem, ABD’yle siyasi gerilim ve bu gerilimin mali piyasalarda yol açtığı çalkantıyla hatırlanıyor.