ABD’li teknoloji şirketi Apple, çalışanlarının kişisel verilerine erişmekle suçlanıp dava edildi.
The Verge‘in haberine göre Apple çalışanı Amar Bhakta, açtığı davada şirketi ‘aktif olarak kullanmaya teşvik ettiği’ kişisel iPhone’lar dahil şirket tarafından yönetilen cihazlar aracılığıyla çalışanların kişisel verilerine erişmekle suçladı.
Bhakta, şahsi iCloud hesaplarını da şirkete bağlamaları gerektiğini ve Apple’ın mesai dışındaki personelin konum verileri dahil diğer bilgilerini toplayabildiğini iddia etti.
Dava dilekçesine göre Apple’ın, çalışanlarından ‘fiziksel, video ve elektronik olarak gözetlemesine’ izin vermesi istedi. Bu, California yasalarının ihlali.
Şirketin söz konusu izinle, tesislerdeki Apple ve Apple olmayan cihazların erişimini açık hale getirdiği iddia edildi.
Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Apple çalışanları için Apple ekosistemi, duvarlarla çevrili bir bahçe değildir; burası bir hapishane avlusu.
Çalışanların hem görev başında hem de görev dışında Apple’ın her şeyi gören gözüne maruz kaldığı bir panoptikon.”
Apple sözcüsü Josh Rosenstock, dava hakkında The Verge’e şöyle konuştu:
“Bu iddialara kesinlikle katılmıyoruz ve dayanaktan yoksun olduklarına inanıyoruz.”
Panoptikon nedir?
Panoptikon İngiliz filozof Jeremy Bentham’ın 1785’te tasarladığı hapishane modelidir.
Panoptikon kavramı, ‘pan’ ve ‘opticon’ sözcüklerinden oluşuyor. Pan kelimesi bütün anlamına geliyor, opticon’sa gözetlemek. Bu kavram da ‘bütünü gözetlemek’ olarak açıklanıyor.
Hapishanenin en büyük özelliği, tecrit edilmiş yani diğer mahkumlardan ayrılmış hücrelerde kalan mahkumların şeffaf camların arkasında tutulması.
Bentham’a göre bu tip hapishanelerde gözetlemenin etkinliği ‘görünmeden gözetleme’ ilkesiyle hareket etmesinden kaynaklanıyor.
Bu özel camlarla mahkumlar 24 saat boyunca denetim altında tutulabiliyor ancak dışarıdan bakanları göremiyor. ‘Görünmeden gözetleme’ ilkesiyle mahkumlar her zaman izlendiklerini düşünüyor. Bu da istenen otoritenin daha kolay kazanılmasını sağlıyor. 
